Doksanlı yıllarda
Refah Partisinin adayı Gebze'de belediye başkanı olmuştu.
Öncesinde ve sonrasında,
İbadetinde değişiklik olmayanları tenzi ederek;
Şunu söyleyebilirim:
Gebze halkının
Ya da esnafının bir kısmı,
Tam çarşı içinde,
Cami dışında Cuma namazı kılmaya başlamışlardı.

*
Ya da
Askere gittiğimde gördüm ki;
Güçlü olmaktan çok,
Güçlü görünmeyi öğretiyorlar.

*
Veya
Okullarda eğitimin içeriğine değil,
Saça, sakala, kılık kıyafete bakılıyor.
Başarılarınla övünecek bi şekilde değil,
Saçının uzunluğu ile yargılanıp,
Lise kapısında yediğin tokatla başlıyorsun mesela güne.
Üniversiteye gittiğinde (en azından benim dönemimde)
Hangi siyasi gruba üye olduğun,
Ya da dinden geçinip geçinmediğine bakılıyor.
Yine başarıların değil,
Ülkücü müsün,
Solcu musun,
Nurcu musun,
Fettullahçı mısın,
Sorularının cevapları;
Geleceğini şekillendiren en büyük etken oluyor.
İlim ya da bilim değil,
Siyasetin veyahut
Dinden geçinmenin gücü öğretiliyor.
Ya da din veya siyaset konusu,
Maalesef;
İktidara hizmet edecek şekilde,
Öğrencilerin önüne servis ediliyor.

*
Yani;
Ülkede;
Yolunda gitmeyen hangi konuya el atsanız,
Şekilcilikten ibaret olduğunu görürsünüz.
Ve bu ülkeyi daha büyük kötülüklere götürecek en büyük etkendir;
ŞEKİLCİLİK.
Ve bizleri bu illetten kurtaracak olan;
İçtenliktir,
İnsanlıktır,
Kendine hakim olabilmektir,
Her şeyi takım tutar gibi tutmaktan vazgeçmektir,
İlimdir,
Bilimdir,
İrfandır,
Ki çok zor değildir hiç biri.

*
Ve;
Dinden geçinip,
Egolarına hakim olamayanların eliyle,
Masum birçok insan,
Maalesef terk-i diyar etmiştir.
Ve bu düzenek değişmediği sürece de,
Devam edecektir.
Şaşırmamak gerekir.


05 Nisan 2015
Ankara