İlkokul mahalledeydi.
Yürüme beş-on dakikalık bir mesafede.
O yıllarda,
Doğru düzgün araç yoktu yollarda,
Ama biz yine de
Baharda papatyalar açan
Kışın bir metreyi geçkin karın bulunduğu
Kocaman tarlaların içinden giderdik okula...
*
Ortaokul
Şehrin diğer ucundaydı.
Servis kavramı olmadığı gibi,
Belediye otobüsünün de,
Rotasında değildi.
Haliyle yürümek gerekirdi okula.
Ortalama bir - bir buçuk saatlik mesafedeydi.
Kar / kış,
Yağmur / çamur demeden,
Servis vs beklentisi olmadan,
Kimseden korku duyulmayan bir dünyada,
Gönül rahatlığı ile
Bir o kadar da zorlu yol şartları ile
Gider gelirdik.
*
Koca şehirde,
Tek ortaokul olduğu için,
Sıralara dörder kişi oturur,
Sabah saat yedide derslere başlardık
Ki sabahçı ve öğlenci olarak
İki grup halinde
Tüm şehrin çocukları tek okula sığabilsin,
Müfredattaki tüm dersleri alabilsin.
*
Kışın karanlıkta yürünen yolda,
Hiç korkmazdık.
Bugün şu yaşımda,
Şu şartlarda,
Yürümeye korkarım,
Aynı karanlık yollarda...
*
Ortaokuldan sonra meslek lisesine gittim.
Meslek lisesi yakındaydı.
Öğle yemeğine eve koştur koştur gelir,
Sonrasında okula geri dönerdim.
*
Bu şekilde on üç yıl geçti.
Servis olmadan,
Trafik olmadan.
*
Şartlar zordu belki,
Ama o günlerde öğrenci olmak daha güzeldi bence.
Haliyle,
Kendimi her zaman şanslı hissediyorum.
Böylesi bir trafik keşmekeşinin içinde olmadığım için.
Şehrin diğer tarafındaki okula,
Daha güzeldir diye değil,
Başka bir alternatif olmadığından
Mecburen gittiğim için.
Ya da
Yok yere servislere binip,
Eziyet çekmediğim için.
*
Ve okul değildir güzel olan,
Öğretmendir.
Şanslı olmak güzel binalarda okumak değil,
İdealist bir öğretmene denk gelebilmektir.
Ben şanslıydım,
Ve bu günlere ulaşmama sebep olan
Başta ilkokul öğretmenim
Sevim Murtezaoğlu Malkoçoğlu'na
Ve diğer tüm öğretmenlerime,
Teşekkürü kocaman bir borç bilirim...
19 Eylül 2016
Ankara
Yürüme beş-on dakikalık bir mesafede.
O yıllarda,
Doğru düzgün araç yoktu yollarda,
Ama biz yine de
Baharda papatyalar açan
Kışın bir metreyi geçkin karın bulunduğu
Kocaman tarlaların içinden giderdik okula...
*
Ortaokul
Şehrin diğer ucundaydı.
Servis kavramı olmadığı gibi,
Belediye otobüsünün de,
Rotasında değildi.
Haliyle yürümek gerekirdi okula.
Ortalama bir - bir buçuk saatlik mesafedeydi.
Kar / kış,
Yağmur / çamur demeden,
Servis vs beklentisi olmadan,
Kimseden korku duyulmayan bir dünyada,
Gönül rahatlığı ile
Bir o kadar da zorlu yol şartları ile
Gider gelirdik.
*
Koca şehirde,
Tek ortaokul olduğu için,
Sıralara dörder kişi oturur,
Sabah saat yedide derslere başlardık
Ki sabahçı ve öğlenci olarak
İki grup halinde
Tüm şehrin çocukları tek okula sığabilsin,
Müfredattaki tüm dersleri alabilsin.
*
Kışın karanlıkta yürünen yolda,
Hiç korkmazdık.
Bugün şu yaşımda,
Şu şartlarda,
Yürümeye korkarım,
Aynı karanlık yollarda...
*
Ortaokuldan sonra meslek lisesine gittim.
Meslek lisesi yakındaydı.
Öğle yemeğine eve koştur koştur gelir,
Sonrasında okula geri dönerdim.
*
Bu şekilde on üç yıl geçti.
Servis olmadan,
Trafik olmadan.
*
Şartlar zordu belki,
Ama o günlerde öğrenci olmak daha güzeldi bence.
Haliyle,
Kendimi her zaman şanslı hissediyorum.
Böylesi bir trafik keşmekeşinin içinde olmadığım için.
Şehrin diğer tarafındaki okula,
Daha güzeldir diye değil,
Başka bir alternatif olmadığından
Mecburen gittiğim için.
Ya da
Yok yere servislere binip,
Eziyet çekmediğim için.
*
Ve okul değildir güzel olan,
Öğretmendir.
Şanslı olmak güzel binalarda okumak değil,
İdealist bir öğretmene denk gelebilmektir.
Ben şanslıydım,
Ve bu günlere ulaşmama sebep olan
Başta ilkokul öğretmenim
Sevim Murtezaoğlu Malkoçoğlu'na
Ve diğer tüm öğretmenlerime,
Teşekkürü kocaman bir borç bilirim...
19 Eylül 2016
Ankara

0 Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızda küfür, hakaret, incitici söz, küçük düşürücü ifade olmamalıdır. Uygun olmayan içerik olması durumunda yorumlarınız silinecektir.