Nüfusumuz 70 milyondu.
Hidroelektrik santrallerimiz vardı.
Sanayimiz vardı.
Evlerimiz vardı.
Doğalgaz yoktu,
Sobalarımız ya da kaloriferlerimiz vardı.

*
Şimdi derelerden döndürülen HES'lerimiz var.
Her yerde yel değirmenlerimiz var.
Termik santrallerimiz var.
Ama niyeyse halâ elektrik yok.

*
Demek ki bir yerde hata var.
HES kavramını ayrıca irdeleyelim:
Dereden elektrik üretmek kadar
Gereksiz bir şey olmadı şu dünyada.
Yel değirmen kavramı varken,
Güneş panelleri kavramı varken,
Neden bir sistem HES'e izin verir
Halâ aklım sırrım ermiyor.

*
Diyorlar ki yel değirmenleri doğaya zarar veriyor.
Hangisi vermiyor ki?
Hidroelektrik (HES), termik, nükleer, rüzgar...
Bir de güneş panelleri var,
Güneşi olmayan Almanya'nın
Neredeyse tüm elektriğini karşıladığı...
Bilinen bir zararı yok,
Zararı olmadığı için
Daha doğrusu ülkemizi mahvetmediği için
Kullanmaktan eriniyoruz...

*
Rüzgâr değirmenlerinin zararı,
Eminim ki HES'ten çok daha azdır.
HES yaparsın, köylüyü, tarımı yok edersin,
Yel değirmeni yaparsın,
Rüzgarın yönüne göre ses/titreşim kirliliği yaratırsın.
Büyük boyutlu hidroelektrik santral kurar,
Tarihi suya gömersin,
Hayvanları, insanları yurdundan edersin,
Oluşan nemden vs'den doğanın dengesini bozarsın...
Termik ile havayı kirletir,
Kömür stoklarını tüketirsin,
Doğalgazı tüketirsin,
Ağacı tüketirsin.
Nükleer santral kurar,
Ocağına incir ağacı dikersin...

*
Neyse,
Sonuçta bunca elektrik üretimine karşı,
Halâ elektrik yetmiyorsa,
Bir hesap hatası,
Bir işletme hatası olmalı ortamda.
Acaba neyi kime emanet ettik?
Hangi anti-bilimsel insanlara güvendik...


31 Aralık 2016
Ankara