Atatürk Turancı değildi...
Atatürk kökten milliyetçi de değildi.
Ama Atatürk görmüş, geçirmiş,
Olayları derin detaylarına kadar inceleyip,
Kararlarını bu doğrultuda vermiş biriydi.
*
Osmanlı bitmiş,
Halk bitmiş,
Ordu dağıtılmış,
Ülke yabancılar tarafından paylaşılmış,
İngilizler, Fransızlar,
İtalyanlar, Yunanlar
Ülkeyi kendi istemleri doğrultusunda bölüşmüş,
Bize kala kala,
Ankara - Kastamonu çizgisinde,
Küçümencik bir bölge kalmıştı.
*
Halkı birleştirmek,
Ve yeniden dirilmek gerekiyordu.
Peki halkı bir arada nasıl tutabilirdi.
İki yol olduğunu,
Ve birinin kolay,
Diğerinin zor bir yol olduğunu
Çok ama çok net biliyordu.
Zor ama doğru olan yöntemi seçti.
Kolay yöntem,
Halkı din ile bir arada tutmaktı.
Zor yöntem,
Halkı milliyet ile bir arada tutmaktı.
*
Din dese,
Allah dese,
Peygamber dese,
Elini eteğini öpecek
Yerli - yabancı milyonlar olacaktı.
Allah için savaşın dese,
İşi çok daha kolay olacaktı.
Ama Atatürk,
Türk milliyetçiliği üzerine kurdu
Hayata geçireceği tüm planlarını.
Ve çok net bir şekilde de oturttu bu kavramı,
Halkın benliğine...
Çünkü bu fikri yıkmak
Neredeyse 100 yıl sürdü.
Ve din çerçevesinde
Halkı biraraya getirmeye çalışanlar,
Bu süreçte kısmen başarılı oldular.
*
Ama din demek savaş demekti.
Din demek zorluk demekti,
Din demek baskı kurmak demekti,
Din demek, aynı kitaba inanıp,
Farklı fikirlere sahip olmak ve
Kendinden olmayanı
Yok saymak demekti.
Bu da kısa sürede zirve yapıp,
Çok daha hızlı yok olmak demekti.
*
Milliyetçilik daha kalıcıydı...
Kürt kavramı ile bozup,
Din kavramı ile pekiştirdi,
O "dış mihrak" olarak bahsedilenler...
İşlerinde başarılıydılar.
Lakin ne olursa olsun,
Bu ülkede yaşayan,
Lazı, Çerkezi, Kürdü,
Boşnak'ı, Arnavut'u, Rum'u,
Azeri'si, Arabı, Türk'ü,
Bir gün yeniden;
"Ne mutlu Türküm diyene" diyerek,
Doğru çerçevede,
Tekrar bir araya gelecek,
Ve o din tüccarlarının biletlerini keseceklerdir.
Buna inancım sonsuzdur...


31 Mayıs 2017
Ankara