Son dönemde yaşanılan olaylar ile ilgili olarak,
Okuduklarımdan kısa bir özet geçmeye çalışayım.

*
ABD ekonomisi,
Enerji kaynaklarının ABD doları ile satılmasına bağlı.
Yani siz petrolü Japon Yeni,
Ya da Arap Dinar'ı ile satmaya kalkarsanız,
ABD ekonomisi allak bullak olur.
Kaddafi ya da Saddam bu bağlamda
ABD ekonomisine tehdit olduğu için,
Kendi ülkeleri terörist ilan edilmiş,
Kendileri öldürülmüş,
Ülkelerine de demokrasi (!) götürülerek
Dünya büyük bir sorundan (!) kurtarılmıştır.

*
Bu olaylar üç günlük olaylar değildir.
Son yüz yıldır süregelen gelişmelerdir.
Ama son on beş yılda dengeler çok değişmiş,
Bizim basiretsiz hükumetlerimiz de,
Tarafsız kalmak bir yana,
Nerede saf alacağına karar veremeyip,
Bir o tarafa bir bu tarafa dönmüşler,
Komşularımızla sıfır sorun politikası ile başlayıp,
Sorun yaşamadığımız bir tek ülke kalmayacak
Noktaya getirmişlerdir ülkemizi.

*
Petrol konusunda
ABD kendince tüm önlemleri almış olmasına rağmen,
Çok daha büyük bir sorun oluşmuştur zaman içinde.
Doğalgaz...

*
Doğalgaz rezervlerini sıralayacak olursak,
Birinci sırada Rusya,
İkinci sırada İran,
Ve üçüncü sırada Katar vardır.
Rusya ile İran'ın durumu malûm,
Her iki ülkenin ABD'ye karşı
Soğuk savaşı yıllardır devam etmektedir.

*
ABD kendince akıllı bir plan yapmış,
Katar doğalgazını ABD doları ile
Avrupa piyasasına satmak için,
Doğalgaz boru hattını
Suriye ve Türkiye üzerinden geçirip,
Avrupa'ya ulaştırmaya karar vermiştir.
Bu dönemde, Beşar Esat,
"Kardeşim" Esat'tır.
Lakin kısa bir süre sonra,
Suriye, Rusya ve İran ittifakı nedeniyle,
"Kardeşim" Esat,
Katar'dan çıkan doğalgazı,
Kendi ülkesinden geçirmeyeceğini beyan etmiştir.
Ve hemen akabinde ülke terörist ilan edilmiş,
Ülkeye demokrasi (!) getirilmeye çalışılmış,
Esat da bir gecede diktatör Esed olmuştur...
Yani kısaca,
Safımızı ABD + Katar tarafında
Almış olduğumuz zamanlara denk gelir bu zamanlar...

*
Bu kararın doğruluğu ya da yanlışlığı,
Elbette ki tartışılmalıdır
Ama benim şahsi fikrim,
Rusya + İran + Suriye ittifakının
Tam santra noktasındayken,
Safımızı bu üçlüden yana almak ve
Ekonomimizi güçlendirmek olurdu.
Neyse ki ben politikacı değilim
Ve böylesi bir karar vermek durumunda kalmadım.

*
Tüm bunlar olunca,
Rusya ve İran; Suriye'ye askeri yığınak yapmaya başladı.
Rusya, bir Rus askeri uçağını bize yem olarak gönderdi,
Biz de ABD'den "gazı" alarak,
Bu Rus uçağını düşürdük.
Akabinde doğal olarak,
Doğalgaz anlaşmalarımız sekteye uğradı.
İran ve Rusya bizi doğalgaz ile tehdit etti,
Katar doğalgazını alma imkanımız yoktu,
Ruslar domatese kadar her şeyimizi geri çevirdi,
Terör hortlamıştı, Avrupa'dan turist gelmiyordu,
Rus hükumeti de ambargo koyunca,
Artık Rusya'dan da turist gelmemeye başladı.
Haliyle zaten kötü olan ekonomimiz,
Daha da kötü hale geldi ve biz,
Karışık olan aklımızı biraz daha yitirmemek için,
Ruslar'la anlaşma yapmaya karar verdik...
Ama ABD'yi de bırakmamaya çalıştık.
Ki böylesi bir dünyada,
Her iki tarafa da oynarsan,
Yok olmaya mahkûmsundur.
Umarım o noktalara doğru gitmeyiz...

*
Biz ne tarafta duracağımıza karar verememişken,
Rusya ve İran; neden Katar'ı da aramıza alıp
Daha da güçlenmiyoruz ki diye düşünüp,
Katar ile görüşmeler yapmış,
Ve Rusya + İran + Katar ittifakını oluşturmuşlardır.
Yani kısaca,
Dünya doğalgaz rezervinin %55-60'ını içeren bu ülkeler,
Güçlerini birleştirmişler ve
Süper güçlü bir ittifak oluşturmuşlardır.

*
Hemen akabinde, petrodolarcı Arap ülkeleri
Katar'ı terörist (!) ilan etmişlerdir.
Bu günlerde o aşamadayız işte.

*
Peki Rusya + İran + Katar ittifakının yanında mı olmalıyız?
Normalde en başından itibaren,
Bu sistemin içine dalmasaydık,
Bugün tarafsız kalmak ve herkesle dost olmak,
En güzeli olurdu.
Ama tarafsızlığımızı bozup,
Sürekli bir tarafa yanaştığımız için,
Bugün yine bir tarafta saf almak durumundayız.
Artık "tarafsızız biz" diyebilecek noktada değiliz çünkü...
Haliyle,
Suriye'yi de düşünürsek,
Rusya + İran + Suriye + Katar
(Ve arka planda Çin)
İttifakının yanında olup,
Ekonomimizi güçlendirmek daha doğru olur.
Ama neyse ki,
Yukarıda da dediğim gibi,
Ben politikacı değilim
Ve böylesi bir karar vermek
Durumunda da kalmıyorum.

*
Lakin;
Bu ülkenin bir ferdi olarak,
Ne karar verilirse verilsin,
Sonuçlarına katlanmak ve,
Mevcut politikacıların
Doğru ya da yanlış kararları ile,
Yaşamak durumundayım...
Daha doğrusu yaşamak durumundayız...


10 Haziran 2017
Ankara