Üniversite bitmişti.
Erkenden askere gitmeye karar vermiş,
Hemen Askerlik Şubesine başvurmuştum.
6 ay sonraki
Mart dönemine celbim çıkmış,
Balıkesir yolları görünmüştü.
*
Geleneklerden sebep,
Askere ben gidiyordum ama
Annem her gün komşuları
Misafir olarak ağırlıyordu.
Ben askere gidiyorum diye
Don atlet getiriyorlar,
Hayırlı teskereler diliyorlardı.
O zamanlar
Kendim ile ilgili olarak
Herhangi bir şey yapılmasını pek sevmediğimden
Bu tür ziyaretleri de
Çok saçma buluyordum.
*
Birliğe katılma zamanım geldiğinde
Babam beni Balıkesir'e bırakmak istedi
Ama ben asla istemedim.
Otobüse binip gidecek,
Gereksiz askerlik seramonisi yapmayacaktım.
Hatta otobüse kadar gelmelerine bile
Olabildiğince muhalefet yaptım
Ama annem geleceğini söyleyince
Annem, babam, amcam ve ben
Otogara kadar gittik.
O zamanki otogar eve yürüme
On onbeş dakika mesafede idi.
Ama kimse gelmesin istemiştim.
*
Otobüse bindim
Balıkesir'de otogarda indim.
Birlik tam olarak nerede bilmiyordum çünkü.
Otogarda sorup soruşturup
Uygun minibüse bindim ve
Birliğin önünde indim.
Daha birliğe katılma son saatine
Çok zaman vardı
Ama biran önce katılıp birliğe,
Tecrübe kazanmalıydım.
*
Ben minibüsten indim,
Farkettim ki İstanbul'dan gelen otobüsler
Birliğin önünde birilerini indiriyordu.
Yani otogarda inmeyip,
Birliğin önünde inseydim
Daha da erken gelebilirmişim...
*
Daha girişte,
Belli bir düzen ile karşılandık.
On beşerli gruplar halinde içeri alıyorlardı.
Girişte kayıt alan askerler,
Özel seçilmiş gibi,
Oldukça saygılı ve kurallara harfiyen uyan,
Hata yapmayacak karakterde arkadaşlardı.
*
On beş kişi gelince,
Bir askeri minibüs ile,
Uzakça sayılabilecek bir yerdeki binaya götürdüler bizi.
Asıl kayıt işlemlerimiz orada yapıldı.
*
Askere gitmeye karar verdiğimde,
Gebzeli bir abimle konuşmuştum.
Onun tek nasihati olmuştu.
"Ne en önde ol,
Ne en arkada,
Aralarda kayna" demişti.
Bu sebeple,
Çok erken gidersem,
İşleri bana kilitleyebileceklerini biliyordum.
Bizim kayıtlarımızı yapanlar da,
Yine bizim birliğe katılan,
Sabahın köründe birliğe gelen arkadaşlar idi.
Ama tuvaletin yerini bile,
Bir çok kişiden önce bilmek,
Büyük avantaj sağlayabiliyordu.
Askerlikte kıdem,
Önemli bir kavramdı...
*
İlk günler,
Bize verilen kamuflaj elbiseleri,
Bedenimize uygun hale getirmek ile geçti.
El hüneri,
Her yerde olduğu gibi,
Askerde de oldukça işe yarayan bir şeydi.
Herkes kamuflaj pantolonu,
Boyunca dümdüz keserken,
Ben iki parmak uzun kesmiş,
Uzun bıraktığım kısmı içe katlayarak dikmiş,
Katladığım kısmın içine de,
Don lastiği koyarak,
Pantolonun paçası,
Bileğimde sabitlenecek şekilde,
Ve düzgün görünecek şekilde
İşimi tamamlamıştım.
*
Ben bu işi yaparken,
Yan yatağımdaki arkadaşım,
Hiçbir şey yapmadan beklemiş,
Ben bitirdiğimde de,
"Ben nasıl yapacağım" diye ağlamaya başlamıştı.
Çünkü o güne kadar,
Hiç bir şeyi kendisi yapmamış,
Hatta kendi hayatı ile ilgili hiçbir kararı bile
Kendisi vermemiş,
Anne - babası karar vermişti herşeye.
Hayat hikayesini anlatınca,
Önce el alışkanlığı olsun diye,
Nasıl yapması gerektiğini tarif ettim,
Ama bir günde el hüneri kazanamayacağı için,
Onun kamuflaj pantolonunun,
Boy kısaltması işini de,
Kendi kamuflaj pantolonumdaki tecrübem ile,
Daha kısa sürede
Ve hatta daha güzel bir şekilde yapmıştım.
*
İlk gece,
Bizzat bölük komutanımız gelmiş,
Deneyimli, eğitim asteğmenler eşliğinde,
Yatakların nasıl olması gerektiğini anlatmıştı.
Çarşaf jilet gibi olacak,
Yastığın kılıfının boşta olan tarafı cama bakacak,
Battaniyeyi katlama stili,
Ve katlandığındaki yönü nasıl olacak,
Detaylı bir şekilde anlatmış,
Ertesi sabah da,
Bizzat kendisi teftişe gelmişti.
*
İlk gece olmasa da
Ertesi gün kantinden çengelli iğne temin etmiş,
Çarşafı yatağın altından,
30 farklı iğneyle sabitlemiş,
Ertesi sabah çarşafı gerdirmeye gerek kalmadan,
Jilet gibi olacak şekilde,
Otomatik olarak halletmiştim.
Yatak toplama ve dolap düzeni konusunda
Sözlü bir şekilde olsa da
Ya iki ya da üç takdir almıştım.
*
Bir arkadaş ilk günden,
Eğitimlerden kaçmak için yazıcı gibi bir şey olmuştu
Ama yapılması gereken işleri beceremeyince,
Komutanın hışmına uğrayarak,
İşine son verilmişti.
Tamamen tesadüf,
Ben de o sırada, bölük komutanın olduğu kolidordaydım.
Ne işim vardı bilmiyorum,
Ama oradan geçiyordum.
Bölük komutanı odadan çıktı,
Diğer arkadaşa kızgın bir şekilde söylendi,
Akabinde beni gördü ve çağırdı,
Sen yapabilir misin diye sordu,
Yapabileceğimi söyledim
Ve dört aylık eğitim birliği hayatımın,
Bir kısmı bina içinde geçti,
Ama yine de eğitimlere katılmayı ihmal etmedim.
*
İkinci ayın sonu idi sanırım,
Birlik için gerekli bazı yazılımları yazmaya başlamıştım.
Ama o zamanki sistemde,
Daha önceden yaptığım yazılım kodlarını,
Gidip evden almam gerekiyordu.
Bölük komutanını bu konuda tam ikna etmiştim ki
Konudan haberi olan bir arkadaşım,
Kendini konuya dahil etmeye çalışınca,
Bölük komutanı beni göndermekten vazgeçmişti.
Ama bir şekilde almam gereken disketleri,
Babama kargolattırmış
Ve birlik için yapmayı taahhüt ettiğim yazılımları
Oradaki eğitim süremiz bitmeden yapıp vermiştim.
*
Birliğe katıldıktan sonra,
Yemin edene kadar geçen süreçte,
Çarşı izni falan yoktu.
Birlikten dışarı çıkmak yasaktı.
Havada dişi sinek bile göremediğimiz bir dönemdi.
Dünya ile olan iki bağlantımız vardı.
Biri televizyon, diğeri gazete.
Televizyon göstermekle göstermemek arasında çalışıyordu.
Ama gazeteler netti.
Gazetelerin haber bültenleri değil,
Saklambaç gibi,
Magazin bölümleri daha revaçtaydı.
Kadınları görebildiğimiz en net yer,
O gazetelerin sayfaları idi.
*
Yine birliğe ilk katıldığım günlerde,
Bölük komutanımız,
Sivil hayatımız ile ilgili sorular sormuş,
Ben de Profilo yetkili servisi olan amcamın yanında,
TV tamirciliği, Cine 5 kurulumu vesaire gibi konularda,
İşler yaptığımdan bahsetmiştim.
Bir - iki gün sonra,
Gecenin ikisinde uyandırıldım.
Karargâha gidip,
İsmi verilen subayı bulmam söylendi.
Uyku sersemi ne olduğunu anlamamıştım bile.
Karargâha gittim,
Komutanı buldum,
Homurdanıp duruyordu.
Emret komutanım diye bağırdım.
Playboy TV çalışmıyor,
Çalıştır şunu dedi.
Üç - beş dakika uğraşıp sorunu bulup çalıştırmıştım.
Sonraki dört aylık süreçte,
Gecenin köründe kaç kere uyandırıldım bilmiyorum.
Ama gecenin bir vakti,
Karargah nöbetçi subayı ve amiri ile,
Cine 5 ya da Playboy TV seyretmişliğim de vardır.
*
Bilgisayar ve yazılım bilgim iyi diye,
O zamanların birinde,
İki gece boyunca kendi işlerini yaptıran
Bir komutanın elinden beni de,
Yine Cine5 / Playboy TV sayesinde tanıdığım
Başka bir komutan kurtarmıştı.
Çok şükür ki,
Cine5 TV mesaide olduğum o gece bozulmuş,
Alel acele beni aramışlardı.
Ama ben zaten karargâh binasında,
Bilgisayar başında uyuklayarak,
Verilen işleri yapmaya çalışıyordum.
Cine5 TV seyretmek isteyen komutan
Bana işlerini yaptıran komutandan
Daha üst rütbeli olduğu için
Bir dolu söylenmiş,
Bir daha mesaiye çağırılmamıştım.
*
Bir gün nöbetçi komutan listesinde,
Teğmen Özlem diye birinin ismini gördük.
Tüm bölük bayram ettik.
Özlem komutan gelecek diye.
Geleceği ilk sabah içtimasını,
Dört gözle bekledik
Ama büyük hayal kırıklığı oldu.
Kadın diye beklediğimiz komutan erkek çıktı.
Bir de yeni teğmen olmuş,
Kendini göstermek isteyen biriydi.
Az eziyet çektirmedi bizlere.
*
Bir öğle yemeğinde 200 kişi karar aldık,
Öğle yemeğine katılmadık.
Büyük olay oldu.
Tabur komutanı bile geldi.
Böylesi bir tepki veremeyeceğimizi falan söylese de
Biz protesto etme hakkımızı kullanmış,
O öğlen yemek yememiştik.
Büyük bir özenle şikayetlerimiz dinlendi,
Yapılması gerekenler yapıldı,
Özlem komutan bir süre bizim bölüğe gelmedi,
Aradan zaman geçip geldiğinde de,
Eskiden olduğu gibi,
Yerlerde süründüremedi.
*
Benim o günlerden hatırladığım,
En güzel şey,
Bir protesto olduğunda,
Askeriye gibi disiplinli bir sistemin,
Gereken bilgileri toplayıp,
Daha düzgün işlem yapabilmek için,
Gereğini sonuna kadar yapması,
Yapılan işlemleri de sonuna kadar takip etmesiydi.
Bugünlerde neredeyse,
Protesto etmek bile sakıncalı duruma düştü...
*
Çarşı iznine çıktığımızda,
Sadece belli sokak ve caddelere
Girme hakkı verilmiş,
Bir çok cadde ve sokaklara
Giriş izni verilmemiş olsa da,
Giriş izni verilmeyen sokaklarda yakalanıp,
Cezalar alsak da,
Bir hafta sonu Burhaniye/Ören'e kaçıp,
Bir sonraki hafta plan yaparken yakalanmış olup,
Herhangi bir işlem yapılmadan korkutulmuş olsak da,
Tugay komutanı geliyor diye bütün bölüğü ve
Yeşil alanları temizleyip gelsin diye beklerken,
Komutan helikopter ile üzerimizden geçip gitse de,
Her gün saatlerce spor yapmanın önce eziyetini görüp
Sonra keyfini çıkarmayı geç fark etsek de,
Bana soracak olursanız,
Dört ay süren yedek subaylık eğitim hayatımdan,
Kendime çok büyük dersler ve
Tecrübeler çıkardığımı söyleyebilirim.


06 Kasım 2017
Ankara