Sanırım 2011 yılıydı.
Net olarak hatırlamıyorum.
Twitter'ı denemek için açmış ama
Sevmediğim için kullanmamıştım.

*
Yıl 2013, Mayıs ayının son günleri olmuştu.
Bugünkü gibi olmasa da
Bahar yağmurlarının kısa süreli yağdığı günlerdi.
Taksim'deki Gezi Parkı ile ilgili
İlk kıvılcımlar oluşmaya başlamıştı.
Kısa bir süre sonra kıvılcım Ankara'ya sıçramış,
Facebook'tan Kuğulu'da toplanmak üzere,
Bildiriler yayımlanmaya başlamıştı.
O gün mesai biter bitmez, Kuğulu'ya gitmiştim.
Twitter işte orada işe yaramaya başlamıştı.
İlk açtığım Twitter'ın hesap bilgilerini hatırlayamadığım için,
Yeni bir hesap açmak zorunda kalmıştım Kuğulu'da...
Artık an be an
Yurt çapında yaşananları daha kolay görebiliyorduk.
Periscope'la da o sıralar tanıştık mesela.

*
Bir süre sonra,
Arkadaşlar ile buluşarak
Daha kalabalık gitmeye başladık Kuğulu'ya.
Eylem her geçen gün büyüyordu...
Artık enerjimin yeteceği noktalara gidip,
Vakitlice eve dönüyordum.
Çünkü polis de şiddetini arttırmıştı.
Bazen depar atarak kaçmak,
Polisin insanlara böcek muamelesi yaptığı noktalardan,
Olabildiğince hızlı uzaklaşmak gerekiyordu,
Ve dediğim gibi benim enerjim yeterli değildi.

*
Sonuç olarak,
Her yerin biber gazı koktuğu günlerdi.
Ama
Küçücük bir kıvılcımın
Kocaman bir ateşe dönüştüğü
Mükemmel günlerdi de...

*
Belki de hükümet ve çevresindekilerin,
Daha planlı hareket ederek,
Bazı şeyleri düşündüklerinden daha geç
Hayata sokmak zorunda kaldıkları günlerdi...
O gün başlayan hareket,
Belki bugünlerde son bulacak...
Göreceğiz...

*
Ve hepimiz şunu biliyoruz,
Eğer şartlar gerektirirse,
Daha da güçlenerek çıkarız meydanlara...
Başkalarının Belgrad Ormanları'na gömdükleri şeyler gibi değil,
Yüreğimizi koyarız ortaya...


28 Mayıs 2018
Ankara