Gut eskilerde,
Daha fazla et tüketenlerde görüldüğü için
Zengin hastalığı olarak tanımlanırmıştı.
Bende de gut olduğu için zengin sayılırım 🙂
Ama zenginliğim çok et yemekten değil,
Babaannemden bana yadigâr olduğu içindir.
*
27 yaşımdayken,
Antalya'daki bir kongrede,
Gut ile ilgili bir anlatı vardı.
Bu anlatı sonrası,
Genetik yatkınlığım olduğu için,
Kıyma ve türevleri haricinde,
Tam tabiriyle löp et yemekten vazgeçmiştim.
Tabii bu vazgeçtim demekle olmuyor.
Uzun yıllar sürüyor.
Şimdilerde daha çok beyaz et tüketip,
Daha az kırmızı et tüketiyorum.
*
Sanırım 39 yaşımdaydım,
İlk kez gut tanısı kondu bana.
Babaannemden babama,
Babamdan da bana aktarılan
Bir gen sonucu muhtemelen.
İlk zamanlar ağrısını az hissederken,
Şimdilerde bazen yürüyemeyecek,
Ya da elimi kullanamayacak noktaya geliyorum.
Ama çok şükür ki
Teknoloji gelişti ve ilaçla ağrılar yok edilebiliyor.
Ya da iyileşme süreci çok kısa bir sürece indirgenebiliyor.
*
İlk gut tanısı konduktan bir sene sonra,
Dizimde oluşan ağrı ile hastaneye gittim.
Menüsküs tanısı kondu ama kısa süre sonra geçti.
Doktor ameliyat derken sonra vazgeçti.
Zaman içinde aynı ağrı
Her iki ayağımda hem dizde
Hem de bileklerimde oluştu.
Romatizmal olabileceği düşünüldü.
Ama bahsi geçen ağrılar yine
Kısa sayılabilecek bir süreçte iyileşti.
Ben dalış kaynaklı olabilir diye,
Önce paletlerimi değiştirdim,
Sonrasında da dalış sayımı azalttım.
Son iki yıldır da sanırım bir kez daldım.
Ama sorun son bir yılda iki kez oluştu.
*
Bu hafta sol dizimde tekrar ağrı oluşup,
Yürüyemez hale gelince,
(İnsan ne kadar bilinçli olursa olsun
Bazen düşünemiyor, mesela tüm bunlar guttan mıdır diye)
Oluşan sorunun gut kaynaklı olup olmadığını araştırmak için,
Son bir kaç gündür doktora gidip geliyorum.
Ağrılarım geçti ama tetkikler halâ devam ediyor.
Yarın son işlemler yapılacak,
Ve (bence) ortopedik bir sorun olmadığı gözlemlenecek.
Kan değerlerim de zaten,
Sorunun gut kaynaklı olma ihtimalini artırıyor.
*
Sağlık sistemimizde sorunlar olduğu için
Yıllardır kontrole gittiğim endokrin doktoru
SGK ve özel sigorta anlaşmalarını iptal ettirmiş,
Ya da bir şekilde iptal edilmiş.
Ücretli muayene şartı önüme konduğu için,
Doktoru her ne kadar çok sevsem de reddettim.
Çünkü yıllardır hem SGK'ya,
Hem de özel sağlık sigortasına para ödenirken,
Ben yine para ödeyerek tedavi alacaksam,
Ve bu iki üç ayda bir tekrarlayan süreçte devam edecekse;
Dayatmaya çalışılan, çok doğru bir yöntem olmazdı.
Başka bir endokrin doktoruna görünmek istedim.
O gün hastanenin diğer şubesinde olduğu için,
Mecbur dahiliyeye yöneldim.
*
Yıllardır kontrole gittiğim endokrin uzmanının odasına girince,
Arkasında kocaman bir Atatürk portresi vardı.
Kadın doktor olmasına rağmen,
Tokalaştığımızda parmağının ucuyla tutmaz,
Elini kavrayarak tutar ve
Karşısındakine kararlığını,
Öz güvenini,
İşine hakim olduğunu,
Sadece tokalaşarak gösterirdi.
Ve ben de tokalaşmaya çok önem veririm.
*
Dahiliye uzmanı da kadın doktordu.
Genel olarak kontrol yaptı,
Hastalık geçmişimi anlattım, dinledi.
Bazı tetkikler istedi.
Muayene bittiğinde tokalaşmak üzere elimi uzattım.
Parmak uçları ile tuttu.
*
Ertesi gün kontrol için gittim,
Kırmızı et, beyaz et, balık eti,
Arada hatırlayamadığım bir çok şey,
Bira ve en son ekmek ve türevlerini yasaklayarak,
Beni bir diyete sokmak istedi.
Ki aslında söyledikleri çok yanlış değil,
Ben de biliyorum
Ama yasaklayarak tedavi de olmuyor.
Tedavi sürecine aynı kararlılıkla devam edemiyor,
Bir noktada su koyveriyor insan.
Ve hekimin verdiği bu tür diyetler ile
Daha fazla et tüketenlerde görüldüğü için
Zengin hastalığı olarak tanımlanırmıştı.
Bende de gut olduğu için zengin sayılırım 🙂
Ama zenginliğim çok et yemekten değil,
Babaannemden bana yadigâr olduğu içindir.
*
27 yaşımdayken,
Antalya'daki bir kongrede,
Gut ile ilgili bir anlatı vardı.
Bu anlatı sonrası,
Genetik yatkınlığım olduğu için,
Kıyma ve türevleri haricinde,
Tam tabiriyle löp et yemekten vazgeçmiştim.
Tabii bu vazgeçtim demekle olmuyor.
Uzun yıllar sürüyor.
Şimdilerde daha çok beyaz et tüketip,
Daha az kırmızı et tüketiyorum.
*
Sanırım 39 yaşımdaydım,
İlk kez gut tanısı kondu bana.
Babaannemden babama,
Babamdan da bana aktarılan
Bir gen sonucu muhtemelen.
İlk zamanlar ağrısını az hissederken,
Şimdilerde bazen yürüyemeyecek,
Ya da elimi kullanamayacak noktaya geliyorum.
Ama çok şükür ki
Teknoloji gelişti ve ilaçla ağrılar yok edilebiliyor.
Ya da iyileşme süreci çok kısa bir sürece indirgenebiliyor.
*
İlk gut tanısı konduktan bir sene sonra,
Dizimde oluşan ağrı ile hastaneye gittim.
Menüsküs tanısı kondu ama kısa süre sonra geçti.
Doktor ameliyat derken sonra vazgeçti.
Zaman içinde aynı ağrı
Her iki ayağımda hem dizde
Hem de bileklerimde oluştu.
Romatizmal olabileceği düşünüldü.
Ama bahsi geçen ağrılar yine
Kısa sayılabilecek bir süreçte iyileşti.
Ben dalış kaynaklı olabilir diye,
Önce paletlerimi değiştirdim,
Sonrasında da dalış sayımı azalttım.
Son iki yıldır da sanırım bir kez daldım.
Ama sorun son bir yılda iki kez oluştu.
*
Bu hafta sol dizimde tekrar ağrı oluşup,
Yürüyemez hale gelince,
(İnsan ne kadar bilinçli olursa olsun
Bazen düşünemiyor, mesela tüm bunlar guttan mıdır diye)
Oluşan sorunun gut kaynaklı olup olmadığını araştırmak için,
Son bir kaç gündür doktora gidip geliyorum.
Ağrılarım geçti ama tetkikler halâ devam ediyor.
Yarın son işlemler yapılacak,
Ve (bence) ortopedik bir sorun olmadığı gözlemlenecek.
Kan değerlerim de zaten,
Sorunun gut kaynaklı olma ihtimalini artırıyor.
*
Sağlık sistemimizde sorunlar olduğu için
Yıllardır kontrole gittiğim endokrin doktoru
SGK ve özel sigorta anlaşmalarını iptal ettirmiş,
Ya da bir şekilde iptal edilmiş.
Ücretli muayene şartı önüme konduğu için,
Doktoru her ne kadar çok sevsem de reddettim.
Çünkü yıllardır hem SGK'ya,
Hem de özel sağlık sigortasına para ödenirken,
Ben yine para ödeyerek tedavi alacaksam,
Ve bu iki üç ayda bir tekrarlayan süreçte devam edecekse;
Dayatmaya çalışılan, çok doğru bir yöntem olmazdı.
Başka bir endokrin doktoruna görünmek istedim.
O gün hastanenin diğer şubesinde olduğu için,
Mecbur dahiliyeye yöneldim.
*
Yıllardır kontrole gittiğim endokrin uzmanının odasına girince,
Arkasında kocaman bir Atatürk portresi vardı.
Kadın doktor olmasına rağmen,
Tokalaştığımızda parmağının ucuyla tutmaz,
Elini kavrayarak tutar ve
Karşısındakine kararlığını,
Öz güvenini,
İşine hakim olduğunu,
Sadece tokalaşarak gösterirdi.
Ve ben de tokalaşmaya çok önem veririm.
*
Dahiliye uzmanı da kadın doktordu.
Genel olarak kontrol yaptı,
Hastalık geçmişimi anlattım, dinledi.
Bazı tetkikler istedi.
Muayene bittiğinde tokalaşmak üzere elimi uzattım.
Parmak uçları ile tuttu.
*
Ertesi gün kontrol için gittim,
Kırmızı et, beyaz et, balık eti,
Arada hatırlayamadığım bir çok şey,
Bira ve en son ekmek ve türevlerini yasaklayarak,
Beni bir diyete sokmak istedi.
Ki aslında söyledikleri çok yanlış değil,
Ben de biliyorum
Ama yasaklayarak tedavi de olmuyor.
Tedavi sürecine aynı kararlılıkla devam edemiyor,
Bir noktada su koyveriyor insan.
Ve hekimin verdiği bu tür diyetler ile
Kendisi ile ilgili veriler düzelirken,
Başka vücut verileri bozulabiliyor.
Endokrin bu sebeple önemliydi benim için,
Her şeyi, hatta yaşantımı bile düşünerek karar veriyor,
Başka vücut verileri bozulabiliyor.
Endokrin bu sebeple önemliydi benim için,
Her şeyi, hatta yaşantımı bile düşünerek karar veriyor,
Gözlemliyordu bahsettiğim doktorum...
*
Yine elimi uzattım,
Yine parmak ucu.
Ve vazgeçtim o doktordan.
*
Bunun iki sebebi vardı
Ki yukarıda da belirttim.
Birincisi tokalaşmak bir güç,
Bir bilgi, bir öz güven aktarımıdır.
İkincisi, yasaklarla tedavi değil,
Uzun süreli ve hastaya özgü yöntemlerle tedavi
Çok daha önemli ve iyi bir yöntemdir.
Tabii ki bana göre...
21 Kasım 2018
Ankara
*
Yine elimi uzattım,
Yine parmak ucu.
Ve vazgeçtim o doktordan.
*
Bunun iki sebebi vardı
Ki yukarıda da belirttim.
Birincisi tokalaşmak bir güç,
Bir bilgi, bir öz güven aktarımıdır.
İkincisi, yasaklarla tedavi değil,
Uzun süreli ve hastaya özgü yöntemlerle tedavi
Çok daha önemli ve iyi bir yöntemdir.
Tabii ki bana göre...
21 Kasım 2018
Ankara

0 Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızda küfür, hakaret, incitici söz, küçük düşürücü ifade olmamalıdır. Uygun olmayan içerik olması durumunda yorumlarınız silinecektir.