Bazı şeylerin kıymeti çok sonra anlaşılır.
30 Ağustos Zafer Bayramımız gibi...
Ve 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Peki 30 Ağustos Zaferi nasıl kazanılmıştır...
Şu Çılgın Türkler; sayfa 621:
Paşalar ve karargahları sabah erkenden Kocatepe'ye gelmişlerdi.
Yunan savunma sisteminin adım adım çöküşünü seyrediyorlardı.
Yalnız Çiğiltepe karşısındaki 57. Tümen bir türlü ilerleyememişti.
Kuşatma kolu, ateş yememek için, hayli açıktan dolaşınca, etkisiz kalmıştı.
Mustafa Kemal Paşa bu tümenin komutanı Albay Reşat Bey'i severdi.
Emrinde çok başarılı hizmetler görmüştü.
Teşvik etmek için telefon etti...
Saat 10:30:
– Reşat Bey halâ hedefinize ulaşamadınız. Bir sorun mu var?
– Yarım saat sonra ulaşacağız efendim. Söz veriyorum.
– Başarılar diliyorum.
Saat 10:45:
– Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.
– Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız.
Saat 11:00:
– Reşat Bey'i istiyorum.
Telefona Reşat Bey'in emir subayı Üsteğmen Bozkurt Kaplangı çıkar.
– Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım:
– Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.
Mustafa Kemal'in gözlerinden yaşlar akar:
–Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.
Saat 11:45:
Başkomutan Mustafa Kemal'in telefonu çalar:
– Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası'na doğru kaçmaktadır, arz ederim.
Tepenin ele geçirilmesindeki 45 dakikalık gecikme için canından vazgeçebilecek kadar sözüne bağlı ve şerefli bir vatanperverdir Albay Reşat Çiğiltepe...
Yani hiç bir şey tesadüf değildir.
Onlar yüreklerini ellerine almışlardı.
Ve vatan toprağının her bir karışını,
Kendi kanları ile sulamışlardı...
Ve biz bugün, bu toprakların değerini koruyamayacak kadar aciziz maalesef...
30 Ağustos 2019
Ankara
30 Ağustos Zafer Bayramımız gibi...
Ve 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Peki 30 Ağustos Zaferi nasıl kazanılmıştır...
Şu Çılgın Türkler; sayfa 621:
Paşalar ve karargahları sabah erkenden Kocatepe'ye gelmişlerdi.
Yunan savunma sisteminin adım adım çöküşünü seyrediyorlardı.
Yalnız Çiğiltepe karşısındaki 57. Tümen bir türlü ilerleyememişti.
Kuşatma kolu, ateş yememek için, hayli açıktan dolaşınca, etkisiz kalmıştı.
Mustafa Kemal Paşa bu tümenin komutanı Albay Reşat Bey'i severdi.
Emrinde çok başarılı hizmetler görmüştü.
Teşvik etmek için telefon etti...
Saat 10:30:
– Reşat Bey halâ hedefinize ulaşamadınız. Bir sorun mu var?
– Yarım saat sonra ulaşacağız efendim. Söz veriyorum.
– Başarılar diliyorum.
Saat 10:45:
– Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.
– Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız.
Saat 11:00:
– Reşat Bey'i istiyorum.
Telefona Reşat Bey'in emir subayı Üsteğmen Bozkurt Kaplangı çıkar.
– Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım:
– Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.
Mustafa Kemal'in gözlerinden yaşlar akar:
–Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.
Saat 11:45:
Başkomutan Mustafa Kemal'in telefonu çalar:
– Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası'na doğru kaçmaktadır, arz ederim.
Tepenin ele geçirilmesindeki 45 dakikalık gecikme için canından vazgeçebilecek kadar sözüne bağlı ve şerefli bir vatanperverdir Albay Reşat Çiğiltepe...
Yani hiç bir şey tesadüf değildir.
Onlar yüreklerini ellerine almışlardı.
Ve vatan toprağının her bir karışını,
Kendi kanları ile sulamışlardı...
Ve biz bugün, bu toprakların değerini koruyamayacak kadar aciziz maalesef...
30 Ağustos 2019
Ankara

0 Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızda küfür, hakaret, incitici söz, küçük düşürücü ifade olmamalıdır. Uygun olmayan içerik olması durumunda yorumlarınız silinecektir.