Akıllı toplumları yönetmek zordur.
Hakkını arar, hesap sorar.
Bu sebeple, dünya üzerinde,
Bilinçli olarak cehalet dağıtılır.
Cehalet köleliğe de yarar,
Kıçında don yokken,
Mevcut sistemi savunmaya da yarar,
Zengini daha zengin etmeye de yarar,
Açlıktan ölürken mutlu olmaya da yarar...
Haliyle kötü eğitim sistemi dayatılır,
Ki insanlar düzgün eğitilemesin.
*
Ama yine de toplumların belli bir kısmı,
Ki onları nispeten şanslı olarak görebiliriz,
Çok daha iyi eğitim alırlar.
En azından kağıt üzerinde öyle görünür.
Ama şunu da gözlemledik sanırım,
Her şey eğitimle de olmuyor.
Cehalet bulaşıcılık da gösteriyor.
*
Bir söz vardır;
"Doğa kendine ait olanı alır" diye...
İnsanoğlu ne kadar doğru yaparsa yapsın,
Gerçekten doğa ana,
Kendine ait olanı alır.
Bu bazen bir günde olur,
Bazen belki bir milyon yıl gerekir.
Bir milyon yıl,
Doğa ana için uzun bir zaman değildir ne de olsa...
*
Kendini her şeyin en üstünde gören insanoğlu,
Kendini her şeyin en üstünde görmesin diye;
Egolarına yenilerek, ölümsüzmüş gibi yaşamasın diye
Bazen titreyip kendine gelmesi gerekir.
Bu da yine gözlemlediğimiz kadarıyla;
Gülerek eğlenerek olmuyor,
Acıyla, zulümle ve sonuçta ölümle sınanarak,
Gerçek eğitime tabii tutuluyor.
Modern eğitim denilen şey,
İnsanoğlunun egosuyla kurgulanırken,
Doğa ananın eğitiminde,
İnsan egosuna zerre yer yok velhasıl...
*
Bugün gündemde olan Covid-19'u düşünürsek;
Bazılarımıza göre insan eliyle oluşturuldu,
Bazılarımıza göre de tamamen doğal olarak oluştu.
Bu bambaşka bir mevzu.
*
Yine bugünlerde çok garip gelse de,
Yüzyıllar boyu geri gidersek eğer,
Pandemiye de,
Çok büyük depremlere de,
Tsunamilere de,
Kasırgalara da,
Yanardağ patlamalarına da,
Göktaşı zararlarına da yine rastlarız.
Dün bunlar oldu,
Bugün olmaya devam ediyor,
Gelecekte de aynı bugünkü gibi
Doğal felaketler sürekli olarak yaşanacak.
Doğa kendine ait olanı alacak...
*
Dünkü sokağa çıkma yasağı sonrası oluşan manzarayı
Birçoğumuz ağzımız açık izlemişizdir.
Burada kusurlu bulmak gibi bir niyetim yok.
Kusur varsa hepimizde var çünkü.
Yönetimde de, toplumda da...
*
Mevcut pandemiden kurtulmanın yolu olarak,
Bir çok korunma yönteminden bahsediliyor:
Maske takarak,
Sosyal mesafeyi koruyarak,
Eldiven kullanarak,
Ellerimizi, ağzımıza, yüzümüze sürmeyerek,
Bağışıklık sistemimizi güçlü tutarak vs....
*
Aslında çok daha basit bir yolu var bu işin...
Enfekte olanlardan korunarak değil,
Enfekteymiş gibi yaşayarak,
Yani başkalarını koruyarak,
Daha hızlı atlatabiliriz süreci...
Enfekte olup olmamak önemli değil,
Dediğim gibi,
Enfekteymiş gibi yaşayıp,
Başkalarının yaşam hakkına sahip çıkmak,
Tüm bu süreci kısaltacaktır.
*
Amma velakin...
Bunun için önce egolarımızdan,
Sonra da cehaletimizden kurtulmak gerekir...
*
Lafım, sözüm kimseye değildir.
Sözüm meclisten dışarıdır.
Saygılar, sevgiler 😊
11 Nisan 2020
Ankara
Hakkını arar, hesap sorar.
Bu sebeple, dünya üzerinde,
Bilinçli olarak cehalet dağıtılır.
Cehalet köleliğe de yarar,
Kıçında don yokken,
Mevcut sistemi savunmaya da yarar,
Zengini daha zengin etmeye de yarar,
Açlıktan ölürken mutlu olmaya da yarar...
Haliyle kötü eğitim sistemi dayatılır,
Ki insanlar düzgün eğitilemesin.
*
Ama yine de toplumların belli bir kısmı,
Ki onları nispeten şanslı olarak görebiliriz,
Çok daha iyi eğitim alırlar.
En azından kağıt üzerinde öyle görünür.
Ama şunu da gözlemledik sanırım,
Her şey eğitimle de olmuyor.
Cehalet bulaşıcılık da gösteriyor.
*
Bir söz vardır;
"Doğa kendine ait olanı alır" diye...
İnsanoğlu ne kadar doğru yaparsa yapsın,
Gerçekten doğa ana,
Kendine ait olanı alır.
Bu bazen bir günde olur,
Bazen belki bir milyon yıl gerekir.
Bir milyon yıl,
Doğa ana için uzun bir zaman değildir ne de olsa...
*
Kendini her şeyin en üstünde gören insanoğlu,
Kendini her şeyin en üstünde görmesin diye;
Egolarına yenilerek, ölümsüzmüş gibi yaşamasın diye
Bazen titreyip kendine gelmesi gerekir.
Bu da yine gözlemlediğimiz kadarıyla;
Gülerek eğlenerek olmuyor,
Acıyla, zulümle ve sonuçta ölümle sınanarak,
Gerçek eğitime tabii tutuluyor.
Modern eğitim denilen şey,
İnsanoğlunun egosuyla kurgulanırken,
Doğa ananın eğitiminde,
İnsan egosuna zerre yer yok velhasıl...
*
Bugün gündemde olan Covid-19'u düşünürsek;
Bazılarımıza göre insan eliyle oluşturuldu,
Bazılarımıza göre de tamamen doğal olarak oluştu.
Bu bambaşka bir mevzu.
*
Yine bugünlerde çok garip gelse de,
Yüzyıllar boyu geri gidersek eğer,
Pandemiye de,
Çok büyük depremlere de,
Tsunamilere de,
Kasırgalara da,
Yanardağ patlamalarına da,
Göktaşı zararlarına da yine rastlarız.
Dün bunlar oldu,
Bugün olmaya devam ediyor,
Gelecekte de aynı bugünkü gibi
Doğal felaketler sürekli olarak yaşanacak.
Doğa kendine ait olanı alacak...
*
Dünkü sokağa çıkma yasağı sonrası oluşan manzarayı
Birçoğumuz ağzımız açık izlemişizdir.
Burada kusurlu bulmak gibi bir niyetim yok.
Kusur varsa hepimizde var çünkü.
Yönetimde de, toplumda da...
*
Mevcut pandemiden kurtulmanın yolu olarak,
Bir çok korunma yönteminden bahsediliyor:
Maske takarak,
Sosyal mesafeyi koruyarak,
Eldiven kullanarak,
Ellerimizi, ağzımıza, yüzümüze sürmeyerek,
Bağışıklık sistemimizi güçlü tutarak vs....
*
Aslında çok daha basit bir yolu var bu işin...
Enfekte olanlardan korunarak değil,
Enfekteymiş gibi yaşayarak,
Yani başkalarını koruyarak,
Daha hızlı atlatabiliriz süreci...
Enfekte olup olmamak önemli değil,
Dediğim gibi,
Enfekteymiş gibi yaşayıp,
Başkalarının yaşam hakkına sahip çıkmak,
Tüm bu süreci kısaltacaktır.
*
Amma velakin...
Bunun için önce egolarımızdan,
Sonra da cehaletimizden kurtulmak gerekir...
*
Lafım, sözüm kimseye değildir.
Sözüm meclisten dışarıdır.
Saygılar, sevgiler 😊
11 Nisan 2020
Ankara

0 Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızda küfür, hakaret, incitici söz, küçük düşürücü ifade olmamalıdır. Uygun olmayan içerik olması durumunda yorumlarınız silinecektir.