Sardunyalarım vardı balkonumda...
Rengarenk...
Ve hayat daha renkliydi aslında.
Sardunyalar daha bir güzel görünürdü gözüme...
Çocukluğumun papatya bahçeleri hele,
Sanırım dünyalara değişmezdim o güzelliği...
Amcamın kızı papatyaları dalından koparıyor diye,
Daha o yaşımda kızardım kuzenime...
Dalında güzeldi çünkü o güzel renkler...
Sapsarı, bembeyaz papatyalar...

*
Menekşeler vardı
Annemin yetiştirdiği,
Ve çocukları gibi özen gösterdiği...
Onları hatırlarım bazen,
O mor menekşe daha güzeldi.
Lacivert menekşenin renk tonu,
Çok daha alımlıydı.
Bahçedeki,
Kırmızılı siyahlı renge sahip güller,
Bugünkü gibi değillerdi...
Renkler dans ederdi bahçede,
Her bir gülün kendi ahengi içerisinde...

*
Kadınlar çiçekli elbiseler giyerdi,
Pazen kumaştan yapılmış...
Para yoktu,
Ya da çok para yoktu
Ama huzur çoktu...
Bu huzur kadının yaratıcılığına yansıyor
Ve bugün yüzlerce liraya aldığımız elbiseleri,
Kendi hayâl güçleriyle
Ve neredeyse,
Sonsuz renk seçenekleri ile,
Kendi emeklerini de kullanarak ortaya çıkarıyor,
Ve kadının renkli iç dünyası,
Tamamen dışa vuruyordu...
Dünya rengârenk oluyordu...

*
İlkokulda simsiyah önlükler giyerdik.
Fakir ailelerin çocuklarının önlükleri,
Sürekli yıkanıp giyilmekten dolayı solsa da,
Emin olun,
Bugünkü dünyadan daha güzel bir renge sahiptiler...
Siyahtan renk mi olur deyip,
Maviye döndürmeye başladıklarında,
Dünya solmaya başladı yavaş yavaş.
Kapitalizmin dayatması ile,
Daha çok paramız oldu,
Daha çok eşyamız oldu,
Ve teknolojiyi daha fazla kullanır hale geldik,
Ama hayatın renkliliğini kaybettik...
Beton grisi oldu dünya.
Gökyüzünün rengi,
Denizin maviliği bile soldu büyükşehirlerde...

*
Hayatımızı renklendirmek istiyorsak,
Hayatımıza renk katmak istiyorsak,
Daha basit bir hayatı tercih ederek
Başlamalıyız her şeye...
Yoksa, istemlerin sonu gelmez,
Renkler her geçen gün,
Grinin başka bir tonuna döner...


15 Mart 2021
Ankara