Bizim ev doğu-batı cephesinde
Bahçenin ortasına doğru;
Kuzey-güney cephesinde de
Bahçenin kuzeyine doğru
Daha bir yanaşık yerleştirilmiş.
Evin yüzü kuzeye bakacak şekilde ve
Eve giriş batı cephesinden olacak şekilde tasarlanmış.
Ön ve arka bahçe nispeten büyük
Yan cepheler yani doğu-batı cepheleri ise
Dar olacak şekilde planlamaya alınmış.
Doğu kısmında kalan cephe en atıl cephe olmuştu.
Uzun yıllar boş kalmış,
Sonrasında amcam ardiye gibi bir şey yapmıştı...
Ev başta iki katlı yapılmış,
İlerleyen yıllarda da üçüncü kat çıkılmış.
Biz orta katta oturuyorduk.
Alt katta ve üst katta ise amcamlar oturuyordu...
*
Arka bahçede sayısı çok olmamakla birlikte
Meyve ağaçları vardı.
Kiraz, vişne, şeftali, incir, elma, erik, ceviz...
Her birinden en az bir tane vardı.
Şeftali ağacı birkaç adetti
Ama önce şeftali ağaçları kurudu.
*
Elma ağacı
Arka bahçenin kuzey doğusunda idi.
Ve evin en atıl yeri orasıydı.
Ve oraya ekilen elma ağacı
Yıllarca yaşama tutunmaya çalıştı...
Ya çok meyvesi oluyor dalları kırılıyordu,
Ya da gövdesi meyveleri taşıyamıyordu.
Yeşil, ekşi elmaydı...
Genelde kimse yemez,
Çürüyen elmalar yere düşer,
Ve orada toprağa karışırdı...
*
Ağaçların arasına
Amcadedem yıllarca domates ekti.
Marul ekti, soğan ekti...
Ben amcadedemi tanıdığımda,
Altmışlı yaşlarında idi.
O zamanlar teknoloji yoktu.
Koca bahçeyi, bel ile beller,
Gün yetmezse ertesi gün devam ederdi.
*
Bir gün;
Amcadedem yaşlı diye,
"Sen yorulma ben belleyeyim" dedim...
Sert sesiyle, "yapamazsın sen" dedi...
Israr ettim tabii,
Yapamamak mı?
Ben...
Pehhhh....
Gülümsedi biraz,
Yine sert sesiyle, "al bakalım" dedi
Ve beli bana verdi.
Gerçekten çok zor işti,
Beli toprağa saplayamadım,
Biraz uğraştım
Biraz daha uğraştım olmadı...
Ama bırakmadım da.
Amcadedem geldi.
"Sen sert toprağa denk geldin" dedi
Ve beli aldı...
"Ben biraz daha belleyeyim
Sen yumuşak toprağı bellersin" dedi...
Ama bahçenin her yeri aynı sertlikte idi...
Boyumun ölçüsünü almıştım.
"Tamam amcadede" dedim.
Seyretmeye ve bahçede oynamaya devam ettim...
*
Amcadedem o sene,
Her yeri bellemiş ama elma ağacının altını bellememişti...
"Neden orayı bellemedin" dedim.
"Oraya enginar ekeceğim" dedi.
Ya mevsimi değildi,
Ya da başka bir şeyler yapacaktı.
Veyahut enginar ekeceği sınırı belirlemişti.
Tam olarak orayı neden bellemedi bilmiyorum.
*
Bir süre sonra,
Elinde çapayla, toprağı ince ince işlediğini gördüm.
Zaman geçtikçe fideler göründü,
Enginarlar boy verdi.
Çocukları gibi uğraşırdı onlarla...
Yavaş yavaş, zedelemeden çapalardı kısa aralıklarla...
Kurşuni tenekeden yapılma
Bir sulama bidonuyla sulardı onları...
Biraz dallarına,
Biraz toprağına....
O kalın yaprakları ile uğraşırdı sanırım,
Temizler miydi,
Yoksa sever miydi bilmiyorum...
Ama uzun zaman geçirirdi...
*
Enginarlar olmaya başlayınca,
Kesip kesip anneme ve yengemlere vermeye başladı.
Birkaç tanesi ile de
Kendisi yemek yaptıydı...
Nereden mi hatırlıyorum.
Tabii ki üç mahalle öteden duyulan
Enginar kokusundan hatırlıyorum.
Annem ve yengelerim de enginar yaparlardı,
Ama amcadedemin yaptığının kokusu bir başka olurdu.
*
Ben enginar yemeğini pek sevmem.
Ama amcadedemin yaptığı
O enfes kokulu enginar yemeğini
Yemediğim içindir belki...
Tadına bakmış olsaydım o günlerde keşke...
O enginar yemeği sonrasında
Fikrim değişebilirdi belki...
Ama amcadedem ye dediğinde,
Sevmiyorum diye kaçmıştım bahçeden 😊
Onu hatırlıyorum...
Halbuki bugünkü aklım olsa,
Hiç düşünmez yerdim.
Ama o günlerde bugünkü aklım yoktu,
Bugünlerde de
Rahmetli amcadedem yok...
Ama enginarlı,
Domatesli,
Salatalıklı,
Marullu,
Mısırlı,
Balıklı,
Ve balıkçılıkla geçen hatıraları var...
11 Mayıs 2021
Ankara
Bahçenin ortasına doğru;
Kuzey-güney cephesinde de
Bahçenin kuzeyine doğru
Daha bir yanaşık yerleştirilmiş.
Evin yüzü kuzeye bakacak şekilde ve
Eve giriş batı cephesinden olacak şekilde tasarlanmış.
Ön ve arka bahçe nispeten büyük
Yan cepheler yani doğu-batı cepheleri ise
Dar olacak şekilde planlamaya alınmış.
Doğu kısmında kalan cephe en atıl cephe olmuştu.
Uzun yıllar boş kalmış,
Sonrasında amcam ardiye gibi bir şey yapmıştı...
Ev başta iki katlı yapılmış,
İlerleyen yıllarda da üçüncü kat çıkılmış.
Biz orta katta oturuyorduk.
Alt katta ve üst katta ise amcamlar oturuyordu...
*
Arka bahçede sayısı çok olmamakla birlikte
Meyve ağaçları vardı.
Kiraz, vişne, şeftali, incir, elma, erik, ceviz...
Her birinden en az bir tane vardı.
Şeftali ağacı birkaç adetti
Ama önce şeftali ağaçları kurudu.
*
Elma ağacı
Arka bahçenin kuzey doğusunda idi.
Ve evin en atıl yeri orasıydı.
Ve oraya ekilen elma ağacı
Yıllarca yaşama tutunmaya çalıştı...
Ya çok meyvesi oluyor dalları kırılıyordu,
Ya da gövdesi meyveleri taşıyamıyordu.
Yeşil, ekşi elmaydı...
Genelde kimse yemez,
Çürüyen elmalar yere düşer,
Ve orada toprağa karışırdı...
*
Ağaçların arasına
Amcadedem yıllarca domates ekti.
Marul ekti, soğan ekti...
Ben amcadedemi tanıdığımda,
Altmışlı yaşlarında idi.
O zamanlar teknoloji yoktu.
Koca bahçeyi, bel ile beller,
Gün yetmezse ertesi gün devam ederdi.
*
Bir gün;
Amcadedem yaşlı diye,
"Sen yorulma ben belleyeyim" dedim...
Sert sesiyle, "yapamazsın sen" dedi...
Israr ettim tabii,
Yapamamak mı?
Ben...
Pehhhh....
Gülümsedi biraz,
Yine sert sesiyle, "al bakalım" dedi
Ve beli bana verdi.
Gerçekten çok zor işti,
Beli toprağa saplayamadım,
Biraz uğraştım
Biraz daha uğraştım olmadı...
Ama bırakmadım da.
Amcadedem geldi.
"Sen sert toprağa denk geldin" dedi
Ve beli aldı...
"Ben biraz daha belleyeyim
Sen yumuşak toprağı bellersin" dedi...
Ama bahçenin her yeri aynı sertlikte idi...
Boyumun ölçüsünü almıştım.
"Tamam amcadede" dedim.
Seyretmeye ve bahçede oynamaya devam ettim...
*
Amcadedem o sene,
Her yeri bellemiş ama elma ağacının altını bellememişti...
"Neden orayı bellemedin" dedim.
"Oraya enginar ekeceğim" dedi.
Ya mevsimi değildi,
Ya da başka bir şeyler yapacaktı.
Veyahut enginar ekeceği sınırı belirlemişti.
Tam olarak orayı neden bellemedi bilmiyorum.
*
Bir süre sonra,
Elinde çapayla, toprağı ince ince işlediğini gördüm.
Zaman geçtikçe fideler göründü,
Enginarlar boy verdi.
Çocukları gibi uğraşırdı onlarla...
Yavaş yavaş, zedelemeden çapalardı kısa aralıklarla...
Kurşuni tenekeden yapılma
Bir sulama bidonuyla sulardı onları...
Biraz dallarına,
Biraz toprağına....
O kalın yaprakları ile uğraşırdı sanırım,
Temizler miydi,
Yoksa sever miydi bilmiyorum...
Ama uzun zaman geçirirdi...
*
Enginarlar olmaya başlayınca,
Kesip kesip anneme ve yengemlere vermeye başladı.
Birkaç tanesi ile de
Kendisi yemek yaptıydı...
Nereden mi hatırlıyorum.
Tabii ki üç mahalle öteden duyulan
Enginar kokusundan hatırlıyorum.
Annem ve yengelerim de enginar yaparlardı,
Ama amcadedemin yaptığının kokusu bir başka olurdu.
*
Ben enginar yemeğini pek sevmem.
Ama amcadedemin yaptığı
O enfes kokulu enginar yemeğini
Yemediğim içindir belki...
Tadına bakmış olsaydım o günlerde keşke...
O enginar yemeği sonrasında
Fikrim değişebilirdi belki...
Ama amcadedem ye dediğinde,
Sevmiyorum diye kaçmıştım bahçeden 😊
Onu hatırlıyorum...
Halbuki bugünkü aklım olsa,
Hiç düşünmez yerdim.
Ama o günlerde bugünkü aklım yoktu,
Bugünlerde de
Rahmetli amcadedem yok...
Ama enginarlı,
Domatesli,
Salatalıklı,
Marullu,
Mısırlı,
Balıklı,
Ve balıkçılıkla geçen hatıraları var...
11 Mayıs 2021
Ankara

0 Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızda küfür, hakaret, incitici söz, küçük düşürücü ifade olmamalıdır. Uygun olmayan içerik olması durumunda yorumlarınız silinecektir.