Tıbbi ve aromatik bitkilere heves ettikten
Ve bu konuda eğitimler aldıktan sonra;
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi'nden
Bu konuda uzmanlıkları olan
Bir profesör ile tanıştım.
Orta Toroslar'daki bitki familyasını sınıflandırıp,
Kayıt altına alıyor
Ve bu konuda da kitaplar yayınlıyordu.
Ben de bu konuya büyük değer verdiğim için,
Kaç para demeden
İlk günden itibaren,
Tüm kitaplarını aldım,...
Çünkü bölgesel olarak
Detaylıca yapılan çalışmalar çok nadir Türkiye'de...
Haliyle yapılan çalışmalara
Destek verilmesi gerekir diye düşünüyorum.

*
Hocamız;
Bu araştırmaları, bilimsel çerçevede yapıyordu
Ve amacı para kazanmak değildi...
Ki amacı bu olsa bile
Benim konuya olan bakış açım pek değişmezdi.

*
Aldığım ilk kitapların,
Önce parasını yatırdık...
Ön sipariş sayısı
Belli bir rakama ulaşınca,
Kitaplarını baskıya veriyordu.
Yani her şeyden önce;
Kaç kişi kitabı alır diye,
Piyasa araştırması yapıyordu.
Çünkü ya cebinden baskı bedelini karşılayıp,
Sonrasında satış yapacak kadar bütçesi yoktu,
Ya da böylesi bir risk almak istemiyordu.
Her iki türlü de
Bana göre haklıydı...

*
Son kitabı için de piyasa araştırmasına başlamıştı.
Ben alacağımı söyledim her zamanki gibi,
Maliyetini bile sormadan...

*
Bir kaç ay sonra;
Kitabın bu sefer,
Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınevi'nden basıldığını,
Kitapların hazır olduğunu,
Kitapları yayınevinin web sitesinden
Sipariş edebileceğimi söyledi.
Ki böylesi daha profesyonel olmuştu.
Öncekilerde;
Kargolarla bile kendisi
Ya da öğrencileri uğraşıyorlardı...

*
Kitabı;
Yayınevinin web sitesinden sipariş ettim.
Bayramdan bir hafta - on gün önceydi hatta.
Ama kitap elime ulaşmadı.
Ben de irtibata geçtim yayınevi ile...
Henüz kargoya verilmemiş olabilir dendi.
Benim için aciliyeti yoktu.
Bayramdan önceki üç gün boyunca,
Ofis kapalı olacaktı
Ve teslimat adresi olarak iş yerini vermiştim.
Eğer kargo yola çıkmışsa,
Şubeden gidip kargoyu teslim alırım diye düşünüyordum.
Neyse ki kargo henüz verilmemişti.

*
Bayram geçti,
Üzerinden de üç - dört gün geçti.
Ama kitap gelmedi.
Yayınevi ile tekrar irtibata geçtim.
Kitabı gönderdiklerini söylediler
Ve kargo takip kodunu verdiler.
Kargo yola çıkmıştı.
Ama Ankara yerine İstanbul'da idi
Ben nerede diye baktığımda...

*
Yayınevi ile tekrar irtibata geçerek,
Durumu anlattım.
Belki adres yanlış yazılmıştır diye.
Arkadaş da elindeki kargo bilgilerini gönderdi.
Ve her şey doğru olmasına rağmen,
Kargo Beylikdüzü'nde birine gitmiş,
"-İade- Tanınmıyor" bilgisi ile
Konya'ya geri dönmek üzere tanımlanmıştı.

*
Bir kaç gün sonra
Yayınevinden görüştüğüm arkadaş beni aradı.
Kargoyu iade aldıklarını ve
Tekrar benim adresime kargoladıklarını söyledi.
Beni aradığı gün öğleden sonra kitap elime ulaştı.

*
Kargoyu hemen açmadım.
Ertesi gün açtım,
İşlerim vardı çünkü...
Ertesi gün açıp biraz karıştırdım kitabı.
Gayet güzeldi
İçeriği ve baskısı...
Sonra kitabın arkasını çevirdim.
Kargoda kitabın üst sırt kısmı ve
Arka kapağın sağ üst kısmı zarar görmüştü.
Fotoğraflayıp gönderdim
İrtibatta olduğum arkadaşa...
Niyetim;
Kargoda hasar gördüğünü,
Kargo firması ile görüşerek
Daha dikkatli olmalarını söylemesiydi...
- Yeni kitap göndereyim size dedi.
- Yok dedim gerek yok, kitap halâ sağlam ve ben tamir ederim mevcut sorunu. Hem benim için kapağı değil, içeriği önemli.
- Çok teşekkür ederim anlayışınız için...
- Rica ederim ne demek. Ayrıca sayın hocamı da çok severim, kitabını alarak, yeni kitaplar ve araştırmalar yapması için destek olmak benim için çok daha önemli.
- Ama biz yine de size yeni bir kitap gönderelim.
- Çok teşekkürler ama benim kitabım var. İlla bir kitap göndermek istiyorsanız, ihtiyaç sahibi birine verin
- O zaman şöyle yapalım efenim: Ben size hediye kitaplar göndereyim.
- Çok teşekkür ederim, gerçekten. Ama hiç zahmete girmeyin lütfen.
- Estağfurullah zahmet ne demek.
- Dediğim gibi çok teşekkür ediyorum. Ben sayın hocamın kitabını aldığım için mutluyum. Selamlar, kolaylıklar diliyorum.
- Çok teşekkürler, Konya'ya geldiğinizde bekliyorum sizi çay içmeye.
- İlk fırsatta uğramaya çalışacağım.

*
Konuşma bu şekilde sonlandı.
Bir kaç gün ofise gitmedim, dışarıda işlerim vardı.
Gittiğimde odada bir kargo vardı.
Allah allah nereden geldi ki diye düşündüm
Ve paketi açtım.
Üç adet kitap ve bir adet ajanda vardı.
Hepsi kaliteli baskıya sahipti.
Ve çok enteresan olanı,
Atatürk ve Konya Hatıraları gibi bir ismi olan
Atatürk'ün Konya'da geçirdiği günleri anlatan
Bir kitabı da göndermiş olmasıydı,
Yayınevinde görüştüğüm arkadaşın...
Sayın hocam ve eşi,
Tam Cumhuriyet insanlarıdırlar,
Moderndirler, çağdaş yaşamı savunurlar,
Ama yayınevi görevlisinin de
Beni telefondan gözlemleyip,
Bana hitap edecek kitaplar ve ajanda göndermesi de
Gerçekten şaşırtıcı idi...

*
Kıssadan hisse;
Şekle değil, içeriğe baktığımızda,
Hayat bence hep yanımızda olacaktır...
Şekli düzeltmek kolaydır,
İçeriği düzeltmek zahmetlidir...


12 Haziran 2021
Ankara