Depresif olduğum zamanlardı.
Dalış okulunda uzaktan gördüğüm bir kız vardı.
Deniz mavisi gözleri ile
Mikro saniye diliminde insanı
Kendisine aşık edebilirdi...
Ama dedim ya,
Depresif olduğum zamanlardı...
Kızı gördüm ve
Mümkün değil bakmaz bana dedim...
Gözüm, gözüne ikinci kez temas etmedi o günlerde...
*
Aradan bir iki ay geçti geçmedi;
Yine dalış kulübünde bir etkinlik vardı.
Kulübün ofisi Tunalı Hilmi'de ve
O zamanlar büyükçe bir marketin
Üstündeki dairelerden birinde idi.
Ki o market çok güzel bir marketti,
Avrupai bir havası vardı
Ama bir şekilde kapandı gitti...
*
Ben de Kıtır civarlarında dolanıyordum.
Telefon çaldı.
Tanıdık bir numara değildi.
Normalde numara tanıdık değilse,
Ve keyfim yerinde değilse
Gelen çağrılara bakmam.
Ama baktım.
Demek ki keyfim yerindeymiş 🙂
*
- Alo dedim.
- Alo dedi, ben Senem...
- Senem mi? Hangi Senem, tanıyamadım, kusura bakmayın.
- Dalış kulübünden Senem. Bu akşam kulüp etkinliğine gidiyor musun?
- Evet evet gidiyorum ki şu an Kıtır'ın önündeyim, bir saate geçeceğim kulübe...
*
Telefonda bu cümleleri kurarken,
Senem kimdi yahuu diye düşünüyordum bir yandan.
Ama bir türlü çıkaramadım kimdi diye.
O ara devam ediyordu konuşmaya:
- Aaaaaa ne güzel sürpriz, ben de Kıtır civarlarındayım. Geliyorum yanına. Bekle beni...
- Tamamdır, Kıtır'ın Tunalı Hilmi tarafında kenarda bekliyorum...
*
Beş dakika dolmadan geldi.
Gelen kız, deniz gözlü olan kızdı...
Kıtır'da kokoreç yedik, bira içtik.
İnanılmaz eğlendik ve çok güldük.
Bir saat sonra da kulübe geçtik,
Etkinliğe katılmak için...
*
İçeri girdik beraberce...
Normalde sevdiğim ama
Pek sohbet etmediğim bir arkadaş açtı kapıyı...
Bizi görünce:
- Beraber mi geldiniz, kapıda mı karşılaştınız dedi..
Ki neden böylesi bir soru sordu, o an anlayamamıştım.
Ayrıca beraber gelsek ne,
Kapıda karşılaşsak ne diye içimden geçirdim ve...
- Beraber geldik dedim.
Homurdanarak gitti içeri...
O geceki dalış etkinliği neydi tam hatırlamıyorum.
Ama Senem ile
Tüm etkinlik boyunca konuştuğumuzu hatırlıyorum.
Evi çok uzakta değildi.
Çıkışta beraber yürüyerek gidecektik.
*
Etkinlik bitti, dağılmaya başladık yavaş yavaş.
Bize kapıyı açan arkadaş koşarak geldi yanımıza.
Dedi sizi eve bırakayım.
Yok istemiyoruz biz yürüyeceğiz dedik
O zaman ben de sizinle yürüyeceğim diye ısrar etti.
Bizim planımız var desek de,
Sülük gibiydi, yapıştı bırakmadı.
Kurtulmanın tek çaresi araca binmekti.
Ben öne oturdum, Senem arkaya oturdu.
Senem'in evini tarif ettim.
Biraz yol aldıktan sonra
Ki ben sohbet halindeydim Senem'le
Aaaa dedi aracına bindiğimiz arkadaş
Yolu karıştırdım önce seni bırakayım.
Ki Senem'in evinin adresini tarif ederken
Benimkini de tarif etmiştim.
Ve Senem'in evinin adresini de,
Kıtır'da otururken o akşam öğrenmiştim.
Üniversitedeyken çalıştığım
Bilgisayar firmasının yanındaki binaydı çünkü...
Aracına bindiğimiz arkadaş;
Ali Cengiz oyunu ile
Önce beni eve bıraktı, doğal olarak...
Senem ile göz göze geldik inerken.
Sorun değil diyerek baktı ve
Dudak hareketleri ile sessiz cümleler kurdu,
Aracın arka koltuğundan ön koltuğuna geçerken...
*
Ertesi günlerde iş seyahatim vardı,
Sonrasındaki haftada da
Kulübün yurt dışı gezisi vardı.
Muhtemelen kulüpteki etkinlik de,
Yurt dışı dalış gezisi ile ilgiliydi.
On ya da on beş gün kadar,
Sınırlı internet ile
Ve sınırlı telefon görüşmesi ile geçti.
Yurt dışındayken;
Depresif ruh halim,
İnanılmaz düzelmiş,
Cennet gibi mekanlardayken bile
Biran önce ülkeye dönelim derdindeydim.
*
Ülkeye dönünce,
İlk işim Senem'i aramak oldu...
Açmadı.
Mesaj attım...
Hemen cevap vermedi.
Ertesi gün Facebook'tan ulaşmaya çalıştım...
Yine sessizlik vardı.
Dedim sanırım kendi kendime fazlaca abarttım konuyu.
Olay senin düşündüğün gibi değilmiş demek ki...
*
Birkaç gün sonra aradı beni,
Kem etti, küm etti falan.
Çok üzerinde durulacak gibi değildi.
Ben de çok üstelemedim zaten.
Birkaç gün sonra yapılacak olan kulüp toplantısında,
Konuşur öğrenirim derdini, tasasını diye düşündüm.
*
Toplantı, hem eğlence olsun,
Hem dalış sohbetleri olsun diye,
Dem Meyhane'de yapılacaktı.
Son karar buydu.
Dem de, benim gittiğim meyhaneydi.
Ofisten çıktım,
Doğruca meyhaneye gittim.
Senem'e de mesaj atmıştım gelecek misin diye.
Geleceğini söylemişti.
Gelip alayım dedim.
İş yerinden geleceğini,
Servisten iner inmez
Meyhaneye olan mesafenin kısa olduğunu söylemişti.
Eeee bu da sorun değildi.
*
Meyhanede bizim için ayrılan masanın,
En güzel yerinden iki kişilik yer ayarladım.
İlk önce ben gelmiştim çünkü.
Benden bir - iki saat sonra geldi Senem.
O akşam kulübe gittiğimizde,
Kapıyı açan çocukla el ele tutuşarak...
O sandalye gece boyu boş kaldı...
Ara ara birileri gelip geçici olarak oturdu...
*
Bütün gece evlilik lafı ettiler.
Çok zaman geçirmeden kalktım ve eve gittim.
Senem'i o günden sonra,
Uzun süre aramadım, takip etmedim,
Mesaj çekmedim...
İlerleyen zamanlarda
Kulüple olan bağımı da kopardım.
*
Aradan birkaç yıl geçti,
O gece Senem ile el ele gelen arkadaş,
Kulübün e-Posta grubundan davetiye yolladı.
Normalde kulübün e-Posta grubuna gelen
Hiç bir bildiriyi okumazken,
Gelen bu e-Posta aç, bak diye dürttü beni...
İçinden "sanırım Senem ile evleniyor" dedim...
Ekli dosyadaki davetiyeyi açtım...
Zeynep diye bir kız idi evleneceği kız.
Dedim Senem'in bir adı daha mı var acaba?
Yooo o değilmiş.
Facebook'tan biraz araştırınca,
Zeynep'in başka bir kız olduğunu anladım...
Dedim, Senem nerede?..
*
Konu ile ilgili olarak,
Kulüpteki bazı arkadaşlarla konuştum.
Meyhaneye geldikleri akşam,
Senem evlenip boşandığı ve
Bu mal da abuk subuk laflar ettiği için,
O gece ayrılmışlar zaten...
Ama ben o gece erken eve gittiğim için,
Sonrasında da kulübe bir süre nadiren,
Sonrasında da hiç gitmediğim için,
O gün yaşananları öğrenememişim...
*
Aradan biraz zaman geçti.
Senem'e mesaj attım.
Cevap verdi kısa sürede.
Biraz yazışarak sohbet ettik.
Ertesi akşam tekrar sohbet ettik.
Üçüncü akşam "evlendim ben" dedi,
Daha ben bir şey demeden...
"Süper haber" dedim,
Ama evlilik haberi de böyle küt diye gelince,
Ben de saçmalayarak 🙂
"Kocanı da getir, Kıtır'da koko + bira yapalım" dedim.
Tamam dediyse de,
Sonrasında ne o aradı.
Ne de ben....
*
Eğer bir şeyin olmayacağı varsa,
Bir şekilde olmaz hale getiriliyor.
Ve sanırım gerçekten;
Hiçbir şey tesadüf değil...
Ve kimileri için hayat çok kolay bir kavramken,
Kimileri için;
Tırnakları ile kazıyarak ilerledikleri,
Kolayına hedefe ulaşamadıkları bir kavram...
*
Sonuç olarak;
Tarihin sayfalarından,
Küçük bir anekdot aktarayım dedim 😃
02 Haziran 2021
Ankara
Dalış okulunda uzaktan gördüğüm bir kız vardı.
Deniz mavisi gözleri ile
Mikro saniye diliminde insanı
Kendisine aşık edebilirdi...
Ama dedim ya,
Depresif olduğum zamanlardı...
Kızı gördüm ve
Mümkün değil bakmaz bana dedim...
Gözüm, gözüne ikinci kez temas etmedi o günlerde...
*
Aradan bir iki ay geçti geçmedi;
Yine dalış kulübünde bir etkinlik vardı.
Kulübün ofisi Tunalı Hilmi'de ve
O zamanlar büyükçe bir marketin
Üstündeki dairelerden birinde idi.
Ki o market çok güzel bir marketti,
Avrupai bir havası vardı
Ama bir şekilde kapandı gitti...
*
Ben de Kıtır civarlarında dolanıyordum.
Telefon çaldı.
Tanıdık bir numara değildi.
Normalde numara tanıdık değilse,
Ve keyfim yerinde değilse
Gelen çağrılara bakmam.
Ama baktım.
Demek ki keyfim yerindeymiş 🙂
*
- Alo dedim.
- Alo dedi, ben Senem...
- Senem mi? Hangi Senem, tanıyamadım, kusura bakmayın.
- Dalış kulübünden Senem. Bu akşam kulüp etkinliğine gidiyor musun?
- Evet evet gidiyorum ki şu an Kıtır'ın önündeyim, bir saate geçeceğim kulübe...
*
Telefonda bu cümleleri kurarken,
Senem kimdi yahuu diye düşünüyordum bir yandan.
Ama bir türlü çıkaramadım kimdi diye.
O ara devam ediyordu konuşmaya:
- Aaaaaa ne güzel sürpriz, ben de Kıtır civarlarındayım. Geliyorum yanına. Bekle beni...
- Tamamdır, Kıtır'ın Tunalı Hilmi tarafında kenarda bekliyorum...
*
Beş dakika dolmadan geldi.
Gelen kız, deniz gözlü olan kızdı...
Kıtır'da kokoreç yedik, bira içtik.
İnanılmaz eğlendik ve çok güldük.
Bir saat sonra da kulübe geçtik,
Etkinliğe katılmak için...
*
İçeri girdik beraberce...
Normalde sevdiğim ama
Pek sohbet etmediğim bir arkadaş açtı kapıyı...
Bizi görünce:
- Beraber mi geldiniz, kapıda mı karşılaştınız dedi..
Ki neden böylesi bir soru sordu, o an anlayamamıştım.
Ayrıca beraber gelsek ne,
Kapıda karşılaşsak ne diye içimden geçirdim ve...
- Beraber geldik dedim.
Homurdanarak gitti içeri...
O geceki dalış etkinliği neydi tam hatırlamıyorum.
Ama Senem ile
Tüm etkinlik boyunca konuştuğumuzu hatırlıyorum.
Evi çok uzakta değildi.
Çıkışta beraber yürüyerek gidecektik.
*
Etkinlik bitti, dağılmaya başladık yavaş yavaş.
Bize kapıyı açan arkadaş koşarak geldi yanımıza.
Dedi sizi eve bırakayım.
Yok istemiyoruz biz yürüyeceğiz dedik
O zaman ben de sizinle yürüyeceğim diye ısrar etti.
Bizim planımız var desek de,
Sülük gibiydi, yapıştı bırakmadı.
Kurtulmanın tek çaresi araca binmekti.
Ben öne oturdum, Senem arkaya oturdu.
Senem'in evini tarif ettim.
Biraz yol aldıktan sonra
Ki ben sohbet halindeydim Senem'le
Aaaa dedi aracına bindiğimiz arkadaş
Yolu karıştırdım önce seni bırakayım.
Ki Senem'in evinin adresini tarif ederken
Benimkini de tarif etmiştim.
Ve Senem'in evinin adresini de,
Kıtır'da otururken o akşam öğrenmiştim.
Üniversitedeyken çalıştığım
Bilgisayar firmasının yanındaki binaydı çünkü...
Aracına bindiğimiz arkadaş;
Ali Cengiz oyunu ile
Önce beni eve bıraktı, doğal olarak...
Senem ile göz göze geldik inerken.
Sorun değil diyerek baktı ve
Dudak hareketleri ile sessiz cümleler kurdu,
Aracın arka koltuğundan ön koltuğuna geçerken...
*
Ertesi günlerde iş seyahatim vardı,
Sonrasındaki haftada da
Kulübün yurt dışı gezisi vardı.
Muhtemelen kulüpteki etkinlik de,
Yurt dışı dalış gezisi ile ilgiliydi.
On ya da on beş gün kadar,
Sınırlı internet ile
Ve sınırlı telefon görüşmesi ile geçti.
Yurt dışındayken;
Depresif ruh halim,
İnanılmaz düzelmiş,
Cennet gibi mekanlardayken bile
Biran önce ülkeye dönelim derdindeydim.
*
Ülkeye dönünce,
İlk işim Senem'i aramak oldu...
Açmadı.
Mesaj attım...
Hemen cevap vermedi.
Ertesi gün Facebook'tan ulaşmaya çalıştım...
Yine sessizlik vardı.
Dedim sanırım kendi kendime fazlaca abarttım konuyu.
Olay senin düşündüğün gibi değilmiş demek ki...
*
Birkaç gün sonra aradı beni,
Kem etti, küm etti falan.
Çok üzerinde durulacak gibi değildi.
Ben de çok üstelemedim zaten.
Birkaç gün sonra yapılacak olan kulüp toplantısında,
Konuşur öğrenirim derdini, tasasını diye düşündüm.
*
Toplantı, hem eğlence olsun,
Hem dalış sohbetleri olsun diye,
Dem Meyhane'de yapılacaktı.
Son karar buydu.
Dem de, benim gittiğim meyhaneydi.
Ofisten çıktım,
Doğruca meyhaneye gittim.
Senem'e de mesaj atmıştım gelecek misin diye.
Geleceğini söylemişti.
Gelip alayım dedim.
İş yerinden geleceğini,
Servisten iner inmez
Meyhaneye olan mesafenin kısa olduğunu söylemişti.
Eeee bu da sorun değildi.
*
Meyhanede bizim için ayrılan masanın,
En güzel yerinden iki kişilik yer ayarladım.
İlk önce ben gelmiştim çünkü.
Benden bir - iki saat sonra geldi Senem.
O akşam kulübe gittiğimizde,
Kapıyı açan çocukla el ele tutuşarak...
O sandalye gece boyu boş kaldı...
Ara ara birileri gelip geçici olarak oturdu...
*
Bütün gece evlilik lafı ettiler.
Çok zaman geçirmeden kalktım ve eve gittim.
Senem'i o günden sonra,
Uzun süre aramadım, takip etmedim,
Mesaj çekmedim...
İlerleyen zamanlarda
Kulüple olan bağımı da kopardım.
*
Aradan birkaç yıl geçti,
O gece Senem ile el ele gelen arkadaş,
Kulübün e-Posta grubundan davetiye yolladı.
Normalde kulübün e-Posta grubuna gelen
Hiç bir bildiriyi okumazken,
Gelen bu e-Posta aç, bak diye dürttü beni...
İçinden "sanırım Senem ile evleniyor" dedim...
Ekli dosyadaki davetiyeyi açtım...
Zeynep diye bir kız idi evleneceği kız.
Dedim Senem'in bir adı daha mı var acaba?
Yooo o değilmiş.
Facebook'tan biraz araştırınca,
Zeynep'in başka bir kız olduğunu anladım...
Dedim, Senem nerede?..
*
Konu ile ilgili olarak,
Kulüpteki bazı arkadaşlarla konuştum.
Meyhaneye geldikleri akşam,
Senem evlenip boşandığı ve
Bu mal da abuk subuk laflar ettiği için,
O gece ayrılmışlar zaten...
Ama ben o gece erken eve gittiğim için,
Sonrasında da kulübe bir süre nadiren,
Sonrasında da hiç gitmediğim için,
O gün yaşananları öğrenememişim...
*
Aradan biraz zaman geçti.
Senem'e mesaj attım.
Cevap verdi kısa sürede.
Biraz yazışarak sohbet ettik.
Ertesi akşam tekrar sohbet ettik.
Üçüncü akşam "evlendim ben" dedi,
Daha ben bir şey demeden...
"Süper haber" dedim,
Ama evlilik haberi de böyle küt diye gelince,
Ben de saçmalayarak 🙂
"Kocanı da getir, Kıtır'da koko + bira yapalım" dedim.
Tamam dediyse de,
Sonrasında ne o aradı.
Ne de ben....
*
Eğer bir şeyin olmayacağı varsa,
Bir şekilde olmaz hale getiriliyor.
Ve sanırım gerçekten;
Hiçbir şey tesadüf değil...
Ve kimileri için hayat çok kolay bir kavramken,
Kimileri için;
Tırnakları ile kazıyarak ilerledikleri,
Kolayına hedefe ulaşamadıkları bir kavram...
*
Sonuç olarak;
Tarihin sayfalarından,
Küçük bir anekdot aktarayım dedim 😃
02 Haziran 2021
Ankara

0 Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızda küfür, hakaret, incitici söz, küçük düşürücü ifade olmamalıdır. Uygun olmayan içerik olması durumunda yorumlarınız silinecektir.