Trabzonluydu...
Kahrolasıca geleneklerden sebep,
Kan davalısını öldürmeye zorlanır...
Ailede bir kaç kişi buna razı değildir,
Ama emir demiri keser,
Kan davalısını gider vurur.
Akabinde bölgeden çok uzaklara,
Uşak'a kaçar.
İzini kaybettirir.
Orada evlenir.
Bir oğlu olur.
Oğlu evlenir, bir de erkek torunu olur...
Torunu muvazzaf asker olur.
Askeri okuldan mezun olur,
İlk görev yeri Adana'ya tayin olur.
O sıralarda babasının öldürüldüğünü haber alır.
Dedesi artık yaşlı olduğu için,
Kan davalıları dedesinin izini bulmuş,
Ve daha genç olan babasını öldürmüşlerdir.
Dedeye vicdan azabı olsun diye dokunmamışlardır.
Dede de hakikaten vicdan azabından,
Çok kısa sürede rahmetli olur.
Dedenin ölümünden kısa süre sonra da
Babaanne rahmetli olur.
Geriye annesi ve kendisi kalmıştır.
Kan davası devam etmesin diye,
Genç Cumhuriyet'in ona öğrettikleri ile
Yıllar yılı kimseye bu konudan bahsetmemiştir.
Ne çocukları, ne torunları konudan haberdar olmuşlardır.
Konu da kapanmıştır hakikaten.
Kan davası bitmiştir...

*
İşte o askerin annesinin adı Fatma idi.
Fatma teyze bu yaşananlardan sonra,
Yapayalnız yaşamıştır köyünde.
Oğlunun tüm ısrarlarına rağmen köyünden yıllarca çıkmamıştır.
Bir oğlunun düğününe gelmiş,
Bir ondan otuz sene sonra,
Zoraki bir şekilde
Kendi istemeden getirilmişti Adana'ya.
İkinci gün köyüne dönmek istemişti.
İşte o süreçte de Mehmet de askere gidiyordu.
O tonton Fatma teyze ile konuşma fırsatı bulmuştu.
Bildiğin tam bir EGEli idi.
Hadi gari diyen.
O bölge şivesi ile konuşan.
Ama gençliğinde yaşadığı travmadan sebep,
Yani aynı evi paylaştığı kocasını ve kayın pederini
Akabinde de kayın validesini
Çok erken kaybetmesinden sebep,
Hayattan kopmuş,
Paranın falan hesabını bilmez durumdaydı.
Hayatı boyunca şehre inmemiş,
Ve köyünün haricinde bir yerden
Alışveriş yapmamıştı...
Köylüler ve akrabaları da onu biliyor,
Çok sorun etmiyorlardı.
Oğlu yaşadığı tüm bu süreç boyunca,
Her ay ihtiyaçlarını karşılaması için,
Köyün muhtarına para göndermiş,
Belli bir yaştan sonra da,
Köydeki akrabaları bakmış,
Fazladan bir şeye de ihtiyacı olmamıştı zaten.
Hep doğal beslenmiş,
Tavukları, kuzusu, koyunu ile yetinmişti...
Adana'ya getirildiğinin ikinci günü tavuklarına,
Kuzusuna geri dönmek istiyordu...

*
Mehmet de askere gitmeden önce,
Elini öpmeye gitmişti Fatma teyzeye.
"Bizim orada adettir" dedi Fatma teyze,
"Askere gidene para verilir..."
Ve Mehmet'e de belindeki çıkınını karıştırıp,
Bir para verdi...
"Askerdeyken ihtiyacın olur gari" demişti.
"Tez zamanda git, tez zamanda gel çocum" diye devam etmişti.
Mehmet o an fark etmedi,
Gözleri dolmuştu çünkü...
Zamanı unutan ama
Gelenekleri unutmayan biriydi Fatma teyze...
Mehmet sonradan fark etti;
Aldığı para tedavülden kalkalı çok olmuştu...
Ama o parayı,
Kapalı bir bir zarf içinde saklar halâ...
Çünkü o bir gelenektir,
O Fatma teyzenin kendisidir...


17 Şubat 2022
Ankara