Ankara’dasın.
*
Hafiften kar yağmaya başlamış.
Hava soğuk ve
Karda ayak izlerini bırakarak yürüyorsun.
Ahşap camekanı olan
Bir dükkanın önünde duruyorsun.
Ahşap kapısını araladığında,
Kapı gıcırdıyor hafiften.
İçerisi sıcak,
Gözlüklerin buğulanıyor,
Çıkarıyorsun.
Cam kenarına yönelip
O salaş meyhanenin
En güzel yerine oturuyorsun.
*
Hafif buğulanmış camdan dışarı bakıyorsun
Dışarıda kar yağmaya devam ediyor.
Yollar 10 cm kar tutmuş.
En kıralından mezeler söylüyorsun.
Dostların gelip, yerini alıyor masada.
*
Meyhane camının hemen önünde sokak lambası.
Yüzünü sokak lambasına doğru çevirince,
Düşen kar tanelerini görebiliyorsun tek tek.
Hafiften bir müzik var içeride ve
Kar taneleri dans edercesine düşüyor yere.
Ve buzu kıvamında duble rakıdan
Bir yudum alıyorsun.
Yanında dostların.
*
O soğuk havada,
O soğuk rakı,
İçini ısıtıyor.
Dünyan değişiyor.
Her şeye rağmen mutlusun
En önemlisi umut besliyorsun.
*
Biraz sonra,
Rakı bardağını havaya kaldırıp,
“Güzel günlere dostlar” diyorsun,
“Güzel günlere”...
26 Ekim 2016
Ankara
Gönderen: -fahrî- EGEli
Her zaman hayâllerinin peşinde koştu. Gençliğindeki öğretiler, onu başarıya götürse de, kapitalist sistemin çarkları içinde sıkıştı kaldı. En sonunda çiftçi olmaya ve vakti oldukça yazılar yazmaya karar verdi. Çiftçilik ile ilgili büyük adımları attı, geriye sadece ufak tefek detaylar kaldı. En kısa sürede, tarlasında yaşamaya başlayacak. Ayrıca zaman içinde karavan sevdalısı da oldu. Karavan almadı ama hali hazırda bir panelvanı karavana dönüştürmeye ve diğer taraftan da gündeme bağlı olarak, yazılarını yazmaya devam ediyor.

0 Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızda küfür, hakaret, incitici söz, küçük düşürücü ifade olmamalıdır. Uygun olmayan içerik olması durumunda yorumlarınız silinecektir.