Tam hesabı ödeyecektim,
Abi nereye gidiyorsun dedi.
Eve dedim,
İki sohbet edelim gidersin dedi.
Tamam dedim oturdum bara.
Dizilerden, filmlerden, arabalardan,
Kadınlardan falan derken
Sohbet sohbeti açtı,
Gözleri doldu,
Geçmiş hikayesini anlattı.
Bazen öylesi hikayeler duyuyorum ki,
Kendi sıkıntılarımı dile getirmekten utanıyorum.
Bu da öyle bir hikayeydi.
Hayat hikayesi neydi derseniz,
Aramızda kalsın dediği için,
Anlatmam çok da doğru olmaz...
Muhtemelen bana anlattığını bile hatırlamayacak
Bir sonraki sohbetimizde.
Ama olsun.
*
Hesabı ödedim,
Dışarı çıkarken başka bir masaya daha takıldım.
Kısa bir süre de orada sohbet ettim.
Bu sefer eve gitmek üzere
Büyük bir kararlılıkla ayrıldım masadan.
*
Köşeyi dönmüştüm ki,
Bir tek kar tanesi,
Süzüle süzüle düştü yere.
Kafamı kaldırdım, sokak lambası.
Sokak lambası eşliğinde,
Ve hafif sarhoş kıvamda,
Kar taneleri dans ederek düşmeye başladı yere.
Yanda selvi ağaçları,
Arkada Atakule'nin ışıkları...
Boş bir sokak, ıssız.
*
Yavaş yavaş yürüdüm,
Tadını çıkara çıkara.
Çünkü benim için
Karın en güzel olduğu zaman
İşte bu zaman.
Gece karanlığında,
Bir sokak lambasının altından,
Kar tanelerini düşerken seyretmek.
Ve yolda biriken karda,
İz bırakarak yürümek...
*
Arabaya bindim,
Radyo açıldı.
Kayahan başladı önce.
"Seni Seviyorum"
Sonrasında da Nilüfer...
"Kar Taneleri".
04 Ocak 2019
Ankara