Fotoğrafı internetten bularak paylaştım.
Henüz ilkokula başlamamıştım.
İlkbahar mıydı,
Sonbahar mıydı hatırlamıyorum.
Ama hafif yağmurlu bir bahar havasıydı...
Yerler hafif ıslak,
Toprak hafif çamursuydu...
Hafızamdaki yeşilin rengi daha koyuydu.
Haliyle bir ilkbahar günü olma ihtimali yüksekti...
Ağaçlar çiçekli miydi, değil miydi,
O kadar detay kalmamış aklımda...

*
Sokakta oynuyordum,
Annemin sesini duydum.
Beni çağırıyordu.
Koşarak gittim.
Çünkü o zamanlar,
Anneler çağrılınca gidilirdi...
Hepimiz özgür çocuklardık,
Ta ki annelerimizin sesini duyana kadar...
Ve anneler de çocuklarını
Nerede oynadıklarını bilmeksizin
Evin camından ya da balkonundan
Çocuklarının isimleri ile seslenerek çağırırlardı eve...

*
Eve gittim...
Öğle yemeği zamanıydı.
Biraz para verdi.
Fırından ekmek almamı söyledi.
Koşarak gidip aldım.
Gazeteye sarıp verdi fırıncı ustası...
Ucunu yiyerek hafif adımlarla döndüm eve...
Ekmeği anneme verdim.
Ayakkabılarımı çıkarıyordum, annem:
- Çamurlu bu ekmek, koş değiştir dedi...

*
Yine koşarak gittim fırına.
Ekmeğin ucunu da yemiştim üstelik.
Ne diyecektim ki adama, neden yedin diye sorarsa...
Kafamda bu soru vardı hep...

*
Fırından içeri girdim,
Fırıncı ustasına bu ekmek çamurluymuş dedim.
Annem ekmeği değiştirsin dedi, dedim...
Fırıncı ustası, ekmeğin ucunu görüp kızar diye de;
Ama ekmeğin ucunu da yedim dedim...
Tek korkum oydu çünkü...

*
Fırıncı ustası beni ekmeği yere düşürmekle suçladı.
Çocuktum nevrim dönmüştü.
Hayır dedim, ben ekmeği düşürmedim yere...
Yok dedi, besbelli düşürmüşsün işte
Ve şimdi de ekmeği değiştirmemi istiyorsun dedi...
O çocuk halimle,
Beni yalancılıkla suçlayan ustaya,
Bağırarak diklendiğimi hatırlıyorum.
Nasıl beni yapmadığım bir şey için suçlarsın diye...
Sonuçta; yeni ekmeği alarak eve gittim.
Hareketli, yaramaz bir çocuktum, doğru,
Ama yalancı bir çocuk olmadım hiç bir zaman...
Ve bu sefer
Eve dönüşte ucunu yemedim ekmeğin...
Hatta ondan sonra belki de,
Hiç ekmek ucu yemedim...

*
Az önce pide aldım.
Mahallenin büfesine, ekmek sepetlerinde gelmişti.
Kendi ellerimle,
En üsttekini alıp,
Çok da bakmayarak poşete koydum.
Birkaç ihtiyacım daha vardı.
Onları da alıp, eve geldim...

*
Az önce canım pide çekti.
Poşetinden çıkardım.
Pidenin bir kısmının yarısı hasarlıydı.
Hem o kısmın alt yarısı yoktu,
Hem de siyah is vardı...
Muhtemelen fırında zarar görmüş olmalıydı...

*
Bir çok insan bu duruma kızardı.
Ben sevindim...
Dedim ki; bu pide fazlaydı zaten bana...
Hem kuşların da hakkı varmış pidede...

*
Ve o parçayı balkon mermerine koydum.
Kuşlar gelsin yesin diye...

*
Bir yandan da
Bu kabullenilmişlik,
Çocukluğumun o travmasıyla
Bağlantılı mı acaba diye düşündüm...
Sonra vazgeçtim...

*
Bağlantılıysa da,
Güzel bir sonuca ulaşmış travmam dedim.
Konuyu kapadım...
Size de anlatması kaldı sadece
😉

03 Mayıs 2021
Ankara