İstanbul'da olduğum dönemde
Çok seyahat etmişliğim vardı.
Ve o kadar çok seyahat edince,
Değişik yerlerde,
Tanınmış insanları görme ihtimaliniz
Teknik olarak da yüksek oluyor.
Atatürk Hava Limanında
Bir çok ünlüye denk geldim mesela.
Ve zıpır tipler daha ilgi çekiciydi,
Daha medyatikti.
Pop müzik sanatçılarını tanımak daha kolaydı,
Halk ozanlarını tanımak 
Belki bazılarımıza göre imkansızdı.
Bir yurtdışı seyahatimde,
Bar gibi bir yerde ve aynı masada,
Bir pop sanatçısı ile denk gelmiştim mesela,
Günlerce anlatmıştım arkadaşlara.
Var ya şunu gördüm biliyor musun diye...
*
Bir gün ona denk geldim,
Tek başına yürüyordu.
Sonra 30'lu yaşlarında biri ona yetişti,
Beraber yürümeye devam ettiler.
Onu tanıyan birileri,
Onu görünce, yanına gittiler.
Mahçup bir şekilde konuştu onlarla.
Bildik sanatçı kaprisi yoktu,
Hatta utanır gibiydi.
İlgiden de pek hoşlanmıyordu sanırım.
*
Ben pek umursamadım,
İsmini ve görüntüsünü biliyordum,
Ama bir pop sanatçısı kadar değeri yoktu o zamanlar.
Ve anlattıklarımın haricinde başka bir şey göremedim,
Çünkü gözlemlemedim.
Hayatımın büyük kayıplarından biriydi bence,
Gidip tanışmamak,
Elini sıkmamak,
Ya da elini öpmemek.
*
2010 yılıydı sanırım
Devlet sanatçılığını kabul etmediğine dair haber vardı.
Gerçi eskiden olmuş bir olaydı,
Ama bir şekilde yeni gündeme gelmişti.
Belki de o haberden sonra daha çok tanıdım kendisini.
Haber olan hayat hikayesine ilgi gösterdim,
Yaptığı türküleri, internetten bulup dinledim.
Nasıl büyük bir "insan" olduğunu,
Nasıl bir "aşkla" yaşadığını,
2010 yılından sonra öğrenmiştim yani.
Daha doğrusu hayat hikayesinin
Küçücük bir kısmını bu tarihten sonra öğrenmiştim.
Neşet Ertaş'tı o
Atatürk Hava Limanında görüp,
Neden yanına gitmedim dediğim insan...
*
Bugün "Neşe Dert Aşk" isimli,
Ankara Küçük Tiyatro'da sahnelenen oyuna gittik.
Neşet Ertaş'ın hayat hikayesini anlatan bir tiyatyo.
Tek perde,
Ve Neşet Ertaş'ın türkülerinin ön planda olduğu,
Hangi türküyü kime, neden yaptığını anlatan
Bir senaryosu var.
*
Ve;
Bilet bulabilenler seyretsinler derim.
30 Ocak 2016
Ankara